7 Ağustos 2016 Pazar

I'm a Search and Rescue Officer for the US Forest Service, I Have Some Stories to Tell

 Birazdan okuyacaklarınız Reddit adlı sosyal medya platformunda kendinin Amerikan arama kurtarma ekibinde bir görevli olduğunu iddia eden kullanıcının ağzından yazılmıştır. Hiçbir ekleme veya çıkarma yapılmamıştır.

 Bu olayları nerede paylaşacağımdan emin değildim, bu yüzden onları burada paylaşmayı düşündüm. Birkaç yıldır SAR'da* görevliyim, ve tüm bu zaman boyunca başımdan ilginizi çekebileceğini düşündüğüm bir takım olaylar geçti.

- Kayıp insanları bulma konusunda güzel bir sicilim  vardı. Kaybolanlar çoğu zaman ya yolu şaşırır ya da orta boyutlu bir kayaya sıkışırlar ve geri dönüş yolunu bulamazlardı. Çoğu ''Kaybolduğun yerde kal'' lafından haberdar olup çok fazla uzaklaşmazdı. Fakat bunun yaşanmadığı iki durumla karşılaştım. İkiside beni bir hayli sıkıntıya soktular,  ve onları atandığım kayıp vakalarında birer motivasyon kaynağı olarak kullandım. İlki ailesi ile  böğürtlen toplamaya çıkmış bir çocuktu. Kız kardeşi ile aynı anda kaybolmuşlardı. Ebeveynleri onları anlığına görüş açılarından çıkarmışlardı. Ve bu zaman aralığında iki çocukta kaybolmuştu. Aileleri onları bulamayınca bize haber vermişlerdi ve biz de yardıma gelmiştik. Kızı çabucak bulduk, ve kardeşinin nerede olduğunu sorunca bize ayı adam tarafından alındığını söyledi. Ona böğürtlen verip susmasını, abisi ile bir süre oynayacağını söylemişti. Kardeşini son gördüğünde ayı adamın omuzlarına çıkmış ondan sakince ve yavaşça uzaklaşıyordu. Tabi ki ilk düşüncemiz kaçırma oldu fakat o bölgede başka hiçbir insan izine rastlamadık. Küçük kız ayı adamın normal bir insan olmadığı konusunda ısrarcıydı, uzun ve yüzü tıpkı bir ayı gibi saçla örtülüymüş. Ve tuhaf bir suratı varmış. O bölgeyi haftalarca aradık, bulunduğum en uzun görevlerden biriydi, fakat o çocuğa dair hiçbir iz bulamadık. Öteki olay annesi ve dedesi ile yürüyüşe çıkmış genç bir kadına aitti. Anneye göre çocuğu ormanı daha iyi görebilmek için yukarı tırmanmış, fakat ağaçtan inmemişti. ailesi ağacın dibinde saatlerce beklemiş, ona seslenmiş, ardından  bizden yardım istemişlerdi. Tekrardan, orayı araştırdık fakat kıza dair en ufak bir iz bulamadık. Nereye gitmiş olabileceği konusunda hiçbir fikrim yoktu çünkü ne annesi ne de dedesi onu aşağı inerken görmemişti.

- Bazı zamanlar, arayışlara köpeklerle çıkarım, ve onlar beni doğrudan kayalıklara doğru götürmeye çalışırlar. Ne tepelere, ne de kumsallara, doğrudan tutunacak hiçbir yer olmayan kayalıklara. Bu her zaman şaşırtıcı olmuştur, ve her seferinde kayalığın öteki tarafında veya köpeğin bizi götürdüğü yerin yakınlarında kaybolan kişilere ulaşırız. Eminim bunun bir açıklaması vardır, fakat o açıklama bulunana kadar bana göre garip olarak kalacak bir anıdır bu.

- Özellikle sonu iyi bitmeyen bir kurtarma görevinde bulunmuştum. Dokuz yaşındaki bir kız çocuğu  toprak setten düşmüş ve vücudu yıkık bir ağacın kazığına saplanmıştı. Bu tamamıyla korkutucu bir durumdu, ama annesine olanları söyleyince çıkardığı sesi asla unutamam. Ceset torbasının ambulansa yüklendiğini gördü ve,  hayatımda duyduğum en unutulmaz en kalp kırıcı feryadı çıkardı. Sanki  tüm hayatı mahvolmuştu, ve bir parçası kızıyla beraber ölmüştü. Bir iş arkadaşımdan  olaydan birkaç hafta sonra kendi canına kıydığını öğrendim. Kızının kaybıyla daha fazla yaşayamamıştı.

- Bir SAR çalışanıyla takım oldum çünkü o bölgede ayılar göründüğüne dair rapolar almıştık. Tırmanış gezisinden dönmeyen birini arıyorduk, ki dönmesi gerekiyordu. Ve onun kaybolduğu alana ulaşmak için birkaç ciddi tırmanış yapmamız gerekti. Onu küçük bir çatlağın arasında kırık bir bacakla bulduk. Hoş bir manzara değildi. Neredeyse iki gündür oradaydı, ve bacağı ciddi şekilde enfeksiyon kapmıştı. Onu helikoptere taşıdık ve bir EMT** çalışanından duyduğuma göre psikolojik açıdan bitmişti. Tırmanışının ne kadar iyi geçtiğinden bahsediyordu, ve tepeye ulaştığında bir adamla karşılaştığından. Adamın tırmanış teçhizatı yokmuş, ve bir  kaban ve kayak pantolonu giyiyormuş. Adama yaklaşmış ve adam ona döndüğünde onun bir yüzünün olmadığını görmüş, yüzü yerinde sadece bir boşluk varmış. Korkudan, hızla dağdan inmeye çalışmış, bu yüzden de düşmüş. Tüm gece adamı duyabiliyormuş. O boğuk çığlıkları... Bu hikaye gerçekten ödümü patlattı ve o çığlıkları duyan ben olmadığım için şükürler ettim.

- Başıma gelen en korkunç şeylerden biri dağcı grubundan ayrı düşmüş bir kadınla ilgili idi. Gece yarısına kadar onu aradık, çünkü köpekler onun kokusunu alıyordu. Onu bulduğumuzda, büyük çürümüş bir kütüğün altına kıvrılmıştı. Çantası ve bir ayakkabısı kayıptı. Ve açıkça şoktaydı. Pek yarası yoktu ve bizimle beraber merkez üsse dönebilecek durumdaydı. Yol boyunca arkamıza bakıp neden 'siyah gözlü koca adamın' bizi takip ettiğini sordu. Kimseyi göremedik ve bunun tuhaf bir şok belirtisi olduğunu düşündük. Ama merkez üsse yaklaştıkça genç kadın daha da heyecanlandı. Bana, adamın ona bakmayı kesmesini söyledi. Bir noktada durdu ve ormana doğru seslendi, onu rahat bırakmasını, onunla gelmeyeceğini söyledi. Nihayet onu hareket ettirebildik, fakat etrafımızdan gelen garip sesler duyduk. Sanki bir öksürük gibiydi, fakat daha ritmik ve derinden. Bir böceğinki gibi vıcık vıcık. Bunu nasıl tanımlayabileceğimi bilemiyorum. Merkez bölgeye girdiğimizde kadın arkasını döndüğü ve bir insanın açabileceği son derecede gözlerini açtı ve bana baktı. Omzuma dokundu ve ' Senin hızlanmanı istiyor' dedi. ' Boynunun arkasındaki yaraya daha fazla bakmak istemiyormuş' Boynumun arkasında küçük bir yaram vardı fakat yakamın altında kaldığı için görünmesi imkansızdı ve bu kadının onu nasıl gördüğü konusunda  hiçbir fikrim yoktu. Bunu söyledikten hemen sonra, garip öksürük sesini sağ kulağımda işittim, az kalsın ruhum bedenimden çıkacaktı. Onu binaya soktum, ne kadar korktuğumu belli etmemeye çalışarak. Ama şunu söyleyeyim, o gece oradan kurtulduğum için gerçekten mutlu olmuştum.

-Bu anlatacağım son ve büyük ihtimalle başımdan geçen en tuhaf hikaye. SAR timinin bütününde doğru olup olmadığını bilmiyorum, fakat benim bölüğümde konuşulmayan, görmezden gelinen bir şey vardı. Bunu herhangi bir çalışana sorabilirdiniz ama bilseler dahi size konu hakkında bir şey söylemezlerdi. Üstlerimize bu konu hakkında başkalarına bilgi vermeyeceğimize dair söz vermiştik, ve bu noktada ona o kadar alışmıştık ki artık tuhaf olarak görmüyorduk. Neredeyse her davada  olduğu gibi sahranın içindeydik.- Sahra derken 30/40 millik bir alandan bahsediyorum.- Ağaçların ortasında bir bölgede  bir merdiven bulmuştuk.  Neredeyse  ağaçlar kesilip bir marangoza götürülüp özenle hazırlanılmış gibiydi. Onu ilk gördüğümde hakkında sorular sordum, ve başka bir personel konu hakkında endişe etmememi, bunun normal olduğunu söyledi. Sorduğum her insan kesin olarak aynı sözleri tekrarlıyordu. Onları kontrol etmek istemiştim, fakat bana vurgulu bir şekilde onların yanına asla yanaşmamam söylenmişti. Bulundukları bölge çalışma sahamız üzerinde olduğundan onları görmezden gelmeyi ve yakınlarında adımları hızlandırmayı öğrendim.

 Daha anlatacağım çok hikaye var, eğer ilginizi çektiyse, başka bir zaman onları anlatabilirim. Aranızda merdivenler konusunda teorisi ya da daha iyisi bilgisi olan varsa bana haber versin.

Ç.N; Aslında bu bir CP değil, inanıp inanmamak size kalmış. Kullanıcı sonra başından geçen diğer olayları da anlatmış. Eğer hoşunuza gittiyse onları da çeviririm.

* = Amerikan arama kurtarma ekibi.
** = Acil tıp cerrahı







27 yorum:

  1. Bence Gerçek, paylaşan kişinin nickname ini verebilir misin?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. searchandtescuewoods, teddit üzerinde.)

      Sil
    2. 7 tane bölümü varmış :O

      Sil
    3. Rağbet görürse onları da çeviririm, benim için sıkıntı olmaz.

      Sil
  2. Bence kesinlikle ama keslinlikle çevirmeslisiniz, harika!

    YanıtlaSil
  3. çok güzeldi lütfen diğer bölümleri de çevir

    YanıtlaSil
  4. devamı gelsin bu tarz şeyler normal cplerden daha ilgi çekici

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gerçeklik payının olması benim de ilgimi çekiyor.

      Sil
  5. Anamm iyiymiş
    Ama gerçekten alınmalar arasında en müthişi rombex kabul edin. Bunca zamandır cp okuyorum artık bağışıklık kazandım ama zombexi okurken hem korktum hem de miğdem kalktı

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslında o ve benzerleri CP değil, SCP diye geçiyor. İlgini çektiyse siteleri SCP Foundation adında. Ama uyarayım iyi derecede İngilizce gerektiriyor onları okumak

      Sil
    2. Hee. Artık buraya bel bağlamaya devam.

      Sil
  6. Düzeltme
    Miğdem yazmışım midem olucaktı

    YanıtlaSil
  7. ABİORTA UZUNLUKTA YAP LOST SİLVERKADAR UZUN CHİLD EYE KADAR KISA OLMASIN BU ARADA ÇEKTİĞİN ZAHMET İÇİN TEŞEKÜRLER

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çevirirken zahmet çekmiyorum yine de teşekkürler.) Eren, iyi bulduğum CP'yi kısaltamam ki... Gereksiz uzun olanları da var, eksik olanları da. En okunası olanlarını seçmeye çalışıyorum.

      Sil
  8. Aaaa, soruyor musun, bence hemen çevirme işine başla!

    YanıtlaSil
  9. Pki. Bu arada cidden iyi çeviriyorsun ^^

    YanıtlaSil
  10. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  11. Bence ayı adam ayı kostümü giymiş bi psikopat bu arada gerçekten güzel çevirmişsin

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ve şu saçları uzun yüzüyle kapatan şey lanetli çocuk 2 filmindeki varlığa benziyor filmin adını yaz çıkar bakmalısın bence.

      Sil
  12. BİRDE CP NASIL YOLLAYABİLİRİM

    YanıtlaSil
  13. Facebook'dan yollayanilirsin...

    YanıtlaSil
  14. Hadi birisini anlat bakalîm.

    YanıtlaSil

Yorum yaparken kaba veya küfürlü bir dil kullanmaktan çekinirseniz sevinirim ^^