11 Mayıs 2023 Perşembe

Darkness in the Rear View Mirror

 

2013’ün yazında, kendimi tek başıma 902 otobanında bir partiden çıkmış eve giderken buldum. Neredeyse gece yarısıydı ve kapkaranlık olduğunu söylemeye gerek yoktu. Geceleri genellikle olduğu gibi gerginliğimin sınırındaydım. Radyom kapalıydı ve hiçbir şey duyamıyordum. Yoldaki lastiklerin boğuk kükremesi ve motorun donuk uğultusu dışında. Orta dikiz aynasına bir bakış attım ve arka camdan karanlıktan başka bir şey göremedim.

 Arkaya bakıp hiçbir şey görmediğimi biliyordum. Bundan emindim. Görünen sadece gecenin sonsuz gibi görünen karanlığıydı. Bunu çok net hatırlıyorum çünkü on saniye geçmeden solumdan bir araba geçti. Farları açıktı. Yatak odanızın penceresinin dışında bir insan gördüğünüzü sandığınızda sadece bir ağaç olması ya da gece düşme hissiyle uyanmanız gibi ani adrenalin yükselmelerinden birini yaşadım. On saniye önce arkamda hiçbir şey yoktu. Aniden, bir araba. Eve kadar titreyerek ve bir şeylerin ters gittiğini bilerek gittim.

Ertesi sabah minibüsümün arka tarafında iki çizik buldum. Biri sol arka tarafta, diğeri sağ taraftaydı. Araba oldukça eskiydi. Aylardır orada olabilirlerdi ama onları gördüğümü ilk kez bu kadar net hatırlıyordum.

Geriye dönüp baktığımda, o gece olanlarla ilgili iki ihtimal var. Birinci olasılık. Gerçeklikteki bir aksaklık ya da paranormal bir şey yüzünden, diğer araba ben aynamı kontrol ettikten sonraki on saniye içinde bir şekilde arkamda belirdi. Garip bir hayalet saçmalığı gibi bir şey. Ancak ikinci seçenek, ne zaman düşünsem kanımı donduran şeydir.

Olaydan aylar sonrasına kadar aklıma bile gelmemişti ama bu durum geceleri yalnız araba kullanmaktan daha da korkmama neden oluyor. İkinci ihtimal. Araba normaldi. Bana arkadan yaklaştı ve solumdan geçti. Ancak, büyük, geniş ve gece kadar siyah bir şey arabamın arkasına yapışmış, camdan görüşümü engellemiş ve yanlarda derin çizikler bırakmıştı.

Ve istemeden de olsa onunla eve kadar gelmiştim.