16 Nisan 2016 Cumartesi

Bloody Painter

Bu, 14 yaşındaki Helen...Gözlerinin altındaki siyah çizgiler, onun hiç de yeterince uyumadığını hissettiriyordu.. Karışık siyah saçları,  kendine çeki düzen vermek için uğraşmayı sevmediğinden beri umrunda değildi. Çünkü bu ona göre gereksiz bir zaman kaybından başak birşey değildi..
Sınıfın en arkasında, pencerenin yanında sessizce çizim yaparak oturuyordu.. Bu onun için herşey demekti.. İnsanlarla sosyalleşmeyi sevmemesi onu yalnız biri yapıyordu..
Okuldan sonra sürekli hırpalanan bir çocuk vardı. Bu, her zaman zorbalığın kurbanı olan Tom'du.. Daha önce birşey yaptığı için değil, sadece etrafındaki insanlar tarafından sevilmediği içindi.. Bu tür şeyler çok sık oluyordu.. Ve bazen Helen de   kullanılıyordu.. Helen, Tom için üzülüyordu.. ama olaya da müdahale etmek istemiyordu...                  
Bir gün teneffüs sırasında, Judy kol saatinin kaybolduğunu söyledi ve onu aramaya başladı... Fakat Helen ona yardım etmedi... Sonuçta bu onu ilgilendirmezdi.. Birdenbire, biri  Helen'ın çantasında parıldayan birşey fark etti..
"Bu da ne?" Diyen Ban, elini çantanın içine soktu ve sahte elmaslar ile çizilmiş bir saat çıkardı.. Helen buna çok şaşırmıştı.. Onun nasıl oraya girdiği hakkında hiçbir fikri yoktu...
"Ah! Bu benim saatim!" Judy olanları gördükten sonra saati Ban'ın elinden aldı. Birden ikisi de  Helen'a tuhaf ve düşmanca bir şekilde bakmaya başladılar.. Kafasını biraz olsun kaldırmadan hala not defterindekiyarım kalmış çizimine devam ederek: "Ben yapmadım.." der Helen. "Evet..Tabii" der Judy, ve Tom ile beraber anlaşmış gibi sınıftan çıkar...
Ertesi gün, Helen yine herzamanki gibi sırasında oturup çizim yapmaya devam ediyordu. Birden etrafındaki ortamda bazı şeylerin pek de doğru olmadığını fark etti... İnsanlar onun hakkında birşeyler fısıldaşıyorlardı.  Konuşulanların bazılarının onu "Hırsız" olarak adlandırarark başladığını duydu. Fakat ne kendini savunmak, ne de onlara bir açıklama yapmak için uğraşmadı.. Sonuçta işe yaramayacaktı..
Zaman geçtikçe, yaptığı şeyler daha da çok abartılmaya başlanmış ve böylece Helen zorbaların yeni kurbanı haline gelmişti...Bundan hoşlanmasa da karşı koymaya çalışmıyordu. Duygularını sessizce kalbinde saklıyordu...          
Fakat bir gün Ban, Helen'in yarımKalmış çizimiyle beraber çizim defterini alır ve "Sürekli bu anlamsız şeyleri çiziyorsun!" Diyerek Helen'ın tepkisini görmek için resimlerden bazılarını yırtarak küçük parçalara ayırmaya başlar... Helen, bu gidişle kendine daha fazla engel  olamayacaktı, ve sonunda daha fazla dayanamayıp yumruğunu Ban'ın suratının ortasına geçirerek kavgaya karıştı... Fakat Helen yeterince güçlü değildi. Bu yüzden de, hiç zaman kaybedilmeden pataklanmaya başlandı... Diğer öğrenciler kavgayı durdurmak yerine ne olup bittiğini izlemek için toplanmışlardı.. Hatta   bazıları, onu ayağıyla karnından ve yüzünden tekmelemeye başlamıştı...
Zil çaldıktan sonra herkes, öğretmen gelmeden bir an önce yerlerine geçmek için sıralarına doğru yönelmeye başladı. Helen'da hiçbirşey olmamış gibi yerine geçmişti.  Bir süre sonra öğretmenGeldi. Helen'ın vücudunda ve yüzünde çok sayıda çürük ve yara izleri vardı.. Öğretmen bunu sınıfa girer girmez fark etmişti.. "Aman tanrım Helen!! Ne oldu sana?!?!"
Aniden, herkes ona doğru döner ve   ölüm saçan düşmanca bakışlarıyla vereceği açıklamayı beklemeye başlar..                     "Merdivenlerden düştüm efendim.." diye cevap verir Helen.. Bu cevapla birlikte, üzerindeki düşmanca bakışlar da ortadan kalkar...
Okuldan eve döndüğünde de ailesinin aynı soruyu sorması ile birlikte Helen, onlara da aynı cevabı verir.Giydiği mavi ceket, yüzündekiler hariç üzerindeki tüm yaraları kapatıyordu... Ailesi bu cevaba hiç tereddüt etmeden inanmıştı.. Genelde, ailesi ona okulun nasıl geçtiğini sorduğunda  Helen, her zaman onlara herşeyin çok iyi olduğunu söylerdi...  Hatta birçok arkadaşı olduğunu ve zamanının çok iyi geçtiği hakkında da yalan söylemişti... Helen, ailesinin onun için endişelenmelerini istemediği için onlara gerçeği anlatmayı reddediyordu...              
Birkaç ay sonra, hakkındaki olumsuz eleştirileri duymak onun için sıradan birşey haline gelmişti. Öyle ki gerekse insanların onu aşağılaması, gerek de ona yaptıkları zorbalıklar artık onun için normal bir şeydi.. Artık bu tür şeylere karşı tamamen bağışıklık kazanmıştı... Ama bu soruların aklını kurcalamasına engel olamıyordu.. En başta onun arkasından iş çeviren, ona iftira atan kimdi?? Neden onu suçlu durumuna düşürmek istemişti?? Artık bunların hiçbir önemi yoktu...Hatta, artık hiçbirşeyin önemi yoktu...
Bir gün Helen, facebook üzerinden bilinmeyen bir kullanıcıdan "Selam! Ordamısın??" Diye bir mesaj aldı."Kimsin?" Diye cevap verir Helen. "Tom... Senin sınıf arkadaşın".Tom daha önce onunla hiç iletişime geçmemişti.. Açıkçası bu onu biraz şaşırtmıştı. "Ne var?" Diye cevaplar Helen. "Şeyy...iyi misin?". Helen, "Bu seni ilgilendirmez" diye Tom'un sorusunu cevaplandırır. Tom bir süre yazdıktan sonra şu cevabı verir: "Dinle, şu an nasıl hissettiğini çok iyi biliyorum. Sen de benimle aynı durumdasın... Sana gerçekten yardım etmeyi çok istiyorum.. Ama elimden hiç birşey gelmiyor...çok üzgünüm.."
Bir süre sonra, Tom ve Helen uzun bir süre birbirleri ile karşılıklı yazışmaya başladılar.Helen, yaşadığı acıları ve duygularını onunla paylaştıkça kendini daha iyi hissetmeye başlamıştı... Hatta, Tom'la birlikte ara sıra şakalaşabiliyorlardı da! Onunla birlikteyken mutluluydu... Bunu ifade etmek için de sıklıkla " : ) " işaretini kullanıyordu..  Bu onun, gerçektendeilk defa gerçek bir arkadaş edindiğini düşündüğü ilk seferdi...

Sıcak bir öğleden sonraydı...
"Yarın öğleden sonraki ilk ders saatinden sonra, benimle okulun çatı katında buluşmaya gel. Konuşmamız lazım... Sakın birşey sorma.." diye Tom'dan dün gece bir mesaj almıştı... Helen,  Tom'un talimatlarına uyarak onunla buluşmak için okulun çatı katına çıktı. Yanına gelirken elini ona doğru sallayarak, "Hey Tom! Nasıl gidiyor dostum??" diye sordu Helen...
"Şeyy...Dinle...sana söylemem gereken birşey var....önemli birşey..."  Tom, ciddi bir şekilde konuşmasına devam eder: "Şu saat hırsızlığı olayını hatırlıyor musun??"
Nasıl unutabilirdi ki?? O olay çektiği tüm acıların başlangıcıydı!?!
Helen hatırladığını göstermek amacı ile başını sallar. "O bendim.." Tom, Helen'ın gözlerine bakmaktan korkarve gözlerini kaçırarak bakışlarını zemine yoğunlaştırır.
"NEE!?!" Helen sarsılmıştı... "Judy'nin saatini ben çaldım ve suçu senin üzerine attım" diye itirafta bulunur Tom... "Bunu neden yaptın!?!".
"Sen onların yeni kurbanı haline geldiğin zaman... benim hayatım eskisine göre çok daha iyi olacaktı..." der Tom sırıtarak.. O haklıydı.. Ancak insanlar kendilerine Helen gibi yeni bir kurban bulunca onu rahat bırakırlardı... Aynı geride unutulmuş eski bir oyuncak gibi...  Ona göre, bu kesinlikle mükemmel bir plandı!.. Böylece o da, geri kalan okul hayatını sessizce; huzur ve güven içinde geçirebilecekti...Başarmıştı da... Planı, mümkün olamayacak kadar mükemmel, ve bir o kadar da ustacaydı...
Helen,onun yakasına yapışır. Birbirleri ile itişip kakışarak mücadele ederken çatının uç noktasına gelirler...BirdenTom kayar ve çatıdan aşağı düşer. Helen anında onu elinden yakalar ve yukarı çekmeye çalışır.. Fakat Helen bunu başarabilecek kadar güçlü değildi...
"Ben...çok üzgünüm Helen..." Tom düşer.. Helen olacak şeyleri görmeye korktuğu için korkuyla gözlerini kapatır.. Helen, birinin bir binanın 6. katından düştüğü zaman başına gelecekleri tahmin bile etmek istemiyordu...
Polisler olay yerine geldikten sonra Helen'ın ifadesini almak istediler. Fakat, yaşanan olay onu tek bir kelime dâhi edemeyecek kadar dehşete düşürmüştü...
Bir kez daha Helen, diğer öğrenciler arasında tartışma konusu olmuştu... Bazıları, Helen'ın Tom'u çatıdan kasten iterek düşürdüğünü düşünüyordu... Fakat çoğunluk Tom'un intihara kalkıştığını, Helen'ın ise onu kurtarmaya çalıştığını, amabaşaramadığını düşünüyordu. Çünkü Tom düşmeden önce onun elini tuttuğunu görmüşlerdi...
O gece, Helen odasında ağlıyor, titriyor ve içinde büyümekte olan  suçluluk duygusundan bir türlü kurtulamıyordu... Sakin olmalıydı.. Birden bire zihninde bir şimşek çaktı.
"Tom'un ölmesi benim suçum değildi..O ölmeyi hak etmişti!!" Bu fikir onu çok daha iyi hissettirmiş, duyduğu suçluluk duygusunun yok olmasını sağlamıştı.. Helen'ın yüzünde ürpertici bir gülümseme belirir... "Tom sadece yaptıklarının bedelini ödedi...Sanırım diğerlerinin de bu bedeli ödeme vakti geldi..Öyle değil mi??" Ağlaması, karanlığın    içinde yavaşça kahkahaya dönüştü...
Helen'ın sınıf arkadaşları, Cadılar Bayramı'nın olduğu gün, bir parti düzenlemeye karar verdiler. Fakat asıl amaçları bu bayramı kutlamak değil, arkadaşlarının hep beraberpartiye gelmelerini sağlamaktı.. Tabiki de Helen partiye davet edilmemişti.. Cadılar Bayramının olduğu geceden bir gün önce, Judy ve Maggie karşılıklı olarak  Facebook'dan yazışıyorlardı. İkisi de okuldaki yurtta yaşıyordu. Judy ve Maggie'nin odaları yan yanaydı.

09:03- Judy: Yarınki partiye kimler geliyor? Çok heyecanlıyım : D    
09:03- Maggie: Sınıfın büyük bir kısmı orda olacak. Fakat Ban'a birçok kez mesaj atmama rağmen bana hiç cevap yazmadı. Halbuki gönderdiğim mesajların hepsi okunmuş...Onun sorunu ne?!?
09:04- Judy: Büyük ihtimalle çalışıyordur..Yani sanırım...

09:06- Maggie: Tuhaf birşeyler oluyor...uzun süredir kapının dışından gelen, ayak sesleri duyuyorum...Sanırım biri yurttadolaşıyor...
09:06- Maggie: Bekle..Gidip ne olduğuna bakacağım.. (Kapı deliğini kullanarak dışarıyı kontrol eden Maggie, birden sıradışı bir şey görür..)
09:07- Maggie: Aman tanrım!! Dışarda maskeli, mavi ceket giyen biri var!! Ve...elinde bir bıçak tutuyor... Hertarafı kanlar içinde!!!  
09:07- Maggie: Kahretsin!! Şu an kapıyı çalıyor!!.
09:08- Maggie: Aman tanrım! Aman tanrım! Aman tanrım! Aman tanrım!!!
09:08- Judy: Tamam...sakin olmaya çalış..kendine silah gibi bir şey bul!!
09:08- Judy: Kendini koru!!
09:09- Maggie: Kapı kolunu çeviriyor!! Sanırım kilitlemiştim..  
09:09- Maggie: Korkuyorum!!!
09:09- Judy: Maggie..
09:09- Maggie: Ne yapmalıyım!?!?
09:09- Judy: Maggie..dinle..
09:09- Maggie: KURTAR BENİ!!!!
09:09- Judy: Maggie.. sakin ol..
09:09- Judy: Maggie..
09:10- Judy: Maggie?
09:10- Judy: Orada mısın??

Mesaj okunmuş gözüküyordu.Fakat Maggie'den cevap gelmiyordu... Birdenbire, Judy odasının kapısının açılma sesini duyar.. Aniden arkasını döner ve karnındaki o müthiş acıyı hisseder...Her tarafı kanla kaplı, maskeli, mavi ceket giyen biri, aniden odasında belirmiş, onu bıçaklamıştı...
O gece, yurtta olan öğrencilerin hepsi öldürülmüştü.. Kimse katilin bunu nasıl yaptığını bilmiyordu... Katil, kurbanlarının kanını yurdun duvarlarını boyamak ve çeşitli resimler çizmek için kullanmıştı...    
Çoğu resim, içinde ": )" işaretini barındırıyordu... Ayrıca, cesetlerin çoğu, daha çok pigment elde edilebilmek için doğranmış ve ezilmişti...
Zanlı, Helen Otis, hâlâ kayıptı...
Her nasılsa, Meggie ve Judy'nin karşılıklı yazıştıkları sohbet odasında, Judy'nin 09:03'de yazdığı ilk mesaja bir cevap gönderilmişti:
11:15- Judy: "Yarın için heyecanlanma : ) "    
Çünkü yarın diye birşey olmayacak...



Herkese merhaba! ^^ 
Ben yeni admininiz Suzan...
Bu da benim ilk çevirdiğim ve bu grupta yayınladığım ilk pastam. Umarım beğenirsiz ve hepinizle iyi anlaşırız ^^

83 yorum:

  1. Merhabalar. İlk çeviri için gayet güzel oldugunu düsünüyorum. Anlaşılabilir bir şekilde çevirmişsiniz bazı küçük eksiklikler var
    ("ben yapmadım" der Helen) der degilde dedi gibi küçük seyler. Onların da zamanla daha iyi bir hal alacağını düsünüyorum.İyi günler dilerim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çevirirken zamanım biraz kısıtlıydı ve çok baskı vardı. O yüzden bazı eksiklikler olabilir.Ama yine dr geliştirmek için elimden geleni yapacağımdan emin olabilirsiniz ^^

      Sil
    2. Sadece bloody painterla aynı olabilirmiyiz diye soruyorum.
      saçım siyah dağınık
      amatör çizerim kendi çizgi korku hikayem var
      zayıfım
      okulda kimse benle ilgilenmez
      kırmızım bittiğinde yaramı açıp damlatıyom.
      ( baya büyük bir yara)
      tek fark ben kızım.

      Sil
    3. Bende Slendermanın oğluna benziyor olabilirmiyim? zayıfım uzunum (gerçekten yaşıtlarımdan çok uzunum) genelde yüzümü saklamayı tercih ederim pek konuşmam ve içimde insanlığa karşı durdurulamaz bir iğrenme ve öldürme iç güdüsü var şu an bunu yazarken bile klavyeyi parçalamamak için kendimi zor tutuyorum

      Sil
    4. aslında bloody painterla gerçekten birsürü ortak noktam varmış.sınıftakiler bana bazen bunu söylerler
      1-saçlarım siyah olmasa da koyu kahverengi
      2-zayıfım
      3-saçımı taramayı sevmm
      4-sınıfta herkes benimle dalga geçer
      5-çizim yapmayı severim ve boyarken en sık kullandığım renk kırmızı(yaram varsa kanımı kullanırım).

      Sil
    5. kanın bir kaç dakika sonra kahverengiye dönüştüğüne göre neden kanını kullanırsın ki sonsuza kadar kırmızı kalmaz ve gün geçtikçe buruşur boyadığın yerler onun yerine siyah kullan daha iyi ^u^

      Sil
    6. neden heryerde varsın.... creepypastayı geçtim youtube türkanime başka anime siteleri bıktım vallahi ya

      Sil
  2. uzun zamandır bu çeviriyi arıyordum doğrusu *-* gayet başarılı olmuş ^^ tebrikler ve diğer çevirilerinizi de yakın zamanda görmek isterim ^^

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim ^^
      Beğenmeniz beni çok mutlu etti ^^

      Sil
  3. Hoşgeldin Suzan!:3 Ben anonim takılan ve hemen hemen her cp'ye yorum yapan elemanım *-* Böyle açıklayınca tuhaf oldu sanırım...

    YanıtlaSil
  4. Hoşgeldin CP ci karşiim:D

    YanıtlaSil
  5. Yanıtlar
    1. Thanks ^^
      You'r comments are very worthwhile for me! :)

      Sil
    2. I'm sure you'll translate great stories.

      Sil
    3. Thanks for the support.
      I'll do my best. :)

      Sil
  6. Yanıtlar
    1. Hoşbulduk! Seni gördüğüme çok sevindim! ^^

      Sil
    2. Bu yorum yazar tarafından silindi.

      Sil
  7. Creepylerle bu yıl tanıştım ben de çok beğendim tebrikler suzan

    YanıtlaSil
  8. Baskı ve kısıtlı zamana rağmen çok iyi çevirmişsin, eline sağlık ve hoşgeldin :3

    YanıtlaSil
  9. Gerçekten teşekkürler ⌒.⌒ arıyordum bunu ^.^

    YanıtlaSil
  10. Bir de hoşgeldin diyelim >.<

    YanıtlaSil
  11. Oh bee...O kadar aradìm ki bunu,bulamayìnca azdaha kendim çevircektim.Bu arada süper olmush.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler :D
      Benim de çevirmemi tetikleyen şey o oldu zaten ^^ (bi de fangirl'lük tabii)

      Sil
    2. Ben de Jane the killer fanïyïm. ^^

      Sil
    3. *Bloody Painter forever* * - *

      Sil
    4. *Bloody Painter forever* * - *

      Sil
  12. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  13. Kendileri kaşınıyor Adam ne yapsın? Bu millet nerde normal olacak? Bu millet nereye Gidecek? Biri geldiğinde git belediyenin önüne mi normal ol diyecek? Bu arada hoş geldin

    YanıtlaSil
  14. İlk çevirin harika olmuş :) Uzun zamandır birinin Bloody Painter'ı çevirmesini bekliyordum süpersin müthişsin çok saoool :D

    YanıtlaSil
  15. ^-^ Güzel Çeviri =3 Hoşgeldin!

    YanıtlaSil
  16. Teşekkür ve hoşbulduk :3

    YanıtlaSil
  17. Neredeyse 1 hafta olmus sabırsızlıkla yeni CP'yi bekliyorum. Lutfen biraz çabuk :).

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu aralar zaten Crosshatch üzerinde çalışıyorum :)
      Bittiği zaman yayınlayacağım.

      Sil
  18. hg dostum ^^ aghagahaga bloody şükür bulabildim heryerde aramıştım tşklr ^^.

    YanıtlaSil
  19. Bayadir cp okumuyorum nabeer :D ya ben aslında sally i merak ediyorum ya

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İsteklerinizi İletişim formundan gönderirseniz daha faydalı olur.

      Sil
  20. Wuw mücüşlü *-*
    Hoşgeldin *-*
    Ama deviantart'tan aldığım bir bilgiye göre bloody painter'ın hikayesinde biraz değişiklikler yapılıp cp'den çıkarılacakmış :/ OC olarak kalıcak diyolar ...
    ( moralini bozmak için söylediğimi düşünme :3 )
    Hala blogda kalıcak mı peki bu cp O_o

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kalacak. Ayrıca bundan haberim var. DeluCat'ın Tumblr'ında birkaç hafta önce gördüm. Söylediğine göre B.P. yi cpden çıkarıp tamamen orjinal bi karakter yapmayı planlıyormuş.Dediğine göre B.Pyi iki paralel evrendeki aynı kişinin farklı halleri olarak düşünebilirmişiz. Biri Cp olan, diğeri ise tamamen orjinal olan. Amabildiğim kadarıyla genüz birşey yapılmış değil.

      Sil
  21. Güzel çeviri güzel pasta :)

    YanıtlaSil
  22. Üzülerek söylemek istiyorum, Ticci Toby cp den çıkarılmış ;-:. Kastoway (kesin yanlış yazdım) Ticci Toby' i cp den atmış. Şuan morelim çok bozuk :'(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu yorum yazar tarafından silindi.

      Sil
    2. Malesef evet... bu doğru. Kastoway birkaç ay önce ağır eleştiriler ve hakaret içeren yorumlar yüzünden Toby'nin pastasını sildiğini açıkladı...

      Sil
  23. Her popüler şeye iyi de kötü de yorumlar gelebilir bu çok normal ama Toby'nin çıkması... Cidden çok kötü ya ;-;

    YanıtlaSil
  24. Çok kötü oldu Toby nin gittiğine çok üzüldüm favori CP karakterimdi :((((((

    YanıtlaSil
  25. ;-; ;-; * hıçkıra hıçkıra ağlar* :'(

    YanıtlaSil
  26. Hoş geldin ilk çevirin olmasına rağmen güzel çoğunu okuyorum cp lerin ama yorumlamıyorum

    YanıtlaSil
  27. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  28. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  29. çevirmen alımı var mı ? ( bu arada hoş geldin ve çeviri muhteşem kendimle bagdaştırdıgım bi karakter oldugu için bloody painteri çok severim ( ben sadece fazla ezilen bir çizerim bi katil olmama imkan yok)

    YanıtlaSil
  30. Cok guzel cevirmissin... nina the killer ve lilith thr killer dq cevirebilitmisin

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. jeff ve jane the killer dışındakiler cp değil diye biliyorum

      Sil
  31. akrabam olabilirmi acaba herşeyimiz aynı okulda yaptığımız bile!bende resim çiziyorum üstelik tıpatıp aynısını.katilli kitaplara da bayılı yorum.bir keresinde çok benzedi diye sosyal hocamızın resmini oyuncak bebeğe çevirip içinede kumaştan diktiğim organları koyup kestim!fiziksel özelliklerimiz bile aynı.

    YanıtlaSil
  32. bana oldukça benziyor aslında... ama ben insanları her şeyden çok seviyorum ben insanlara aşığım.. hepsini çok seviyorum.. çünkü insanlar benim oyuncaklarım. kişi oyuncaklarını sevmeli öyle değil mi. küçük bir çocuk gibi yeni alınmış oyuncak onu heyecanlandırır ama acımasız zaman onu yıpratır. en son çocuğun parçalaması üzerine geriye oyuncak diye bir şey kalır mı ki ? bana psikopat demeyin. biliyorum zaten. belki bir gün sizin için de geleceğim. yeni oyuncağım olur musun ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok güzel bir açıklama yapmışsın. Okurken duygulandım doğrusu. :)

      Sil
  33. Bence kişiliğimiz aynı:)
    --------------------------------------------------------------------------
    .Bende guzel resim ciziyoum karakaleme yogunluk veriyorum ve sanırım Helen de aynı şekilde
    -------------------------------------------------------------------------
    .Bende bana kötülük yapanları cani bir şekilde öldürmek istiyorum
    -------------------------------------------------------------------------
    .Bende kanı seviyorum mesela arada bir elimi falan kesiyorum
    -------------------------------------------------------------------------
    .Birde bize misafirliğe gelen bebeleri (çocuklraı) bıçak ile tehtid ediyorum

    YanıtlaSil
  34. ço komikmiş açıkçası komik ve hoşuma gitti :) :D

    YanıtlaSil
  35. İşte güzel bir Korkunç Makarna daha XD

    YanıtlaSil
  36. jeff the kıller dan sonra okudugum en iyi creepypasta hikayesiydi. :)

    YanıtlaSil
  37. Sağ olun
    Uzun zamandır hikauesini merak ediyordum:)

    YanıtlaSil
  38. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  39. Ben beğendim yagüzeldi

    YanıtlaSil
  40. Hg Suzan ^_^

    Ve Çok güzel bir Cp Eline sağlık :3

    YanıtlaSil

Yorum yaparken kaba veya küfürlü bir dil kullanmaktan çekinirseniz sevinirim ^^