26 Temmuz 2015 Pazar

"Danny Kills"

"Sonra görüşürüz dostum!" Leroy bana çantamı fırlattı.
"Görüşürüz!" Dedikten sonra Mark'ın ensesine bir şaplak indirip sınıftan dışarı koştum. Okuldan çıkınca da her ihtimale karşı koşmaya devam ettim. Beni yakalayamadığı için kendi kendime güldüm ve birazdan adımlarımı yavaşlattım.

Eve girdiğimde görünürde kimse yoktu. Çantamı odamda yere koydum ve banyoya girdim. Ellerimi yıkadıktan sonra dışarı çıktım. Garipti, hiç ses yoktu. Oysa kız kardeşim Lilly bir dakika bile sessiz duramazdı. O küçük cadının hep konuşacak şeyleri vardı.
"Büyükanne!"
Bağırdım ve mutfağa girdim. Büyükannem genelde yemek yaptığı için orada olurdu. Ama yoktu, evde kimse yoktu.
Şaşkınlıkla bakındıktan sonra kendime yiyecek bir şeyler çıkarttım. Salamı dilimledim ve iki dilim ekmeğin arasına koydum. Fıstık ezmesini de masaya koyduktan sonra sandalyelerden birine oturdum. İçimde kötü bir his vardı, sanki izleniyormuşum gibi.


Yemeğim bittikten sonra odama gidip üstüme rahat bir şeyler geçirdim. Okulda giydiğim kıyafetleri koymak için dolabımı açtım.

Hareket edemedim, olduğum yerde donup kaldım.

Büyükannem ve kardeşim Lilly, parçalanmış şekilde dolabıma konmuşlardı. Kafaları, kolları ve bacakları gövdelerinden ayrılmıştı, derileri ise yanmış gibiydi. Başımın döndüğünü hissettim, sanki ayağımın altındaki yer kayıyordu. Bir süre nefes bile alamadım, öylece kaldım. Biraz kendime gelebildiğimde odadan dışarı çıkmak için fırladım. Kapı yüzüme kapandı ve karşı taraftan kilitlendi. Kapıyı zorladım ama açılmadı. Dehşet içinde arkama döndüm. O anda tavandan gelen sesle irkildim . Avize büyük bir hızla sallanıyordu. Korkuyla kapıyı zorlamaya devam ettim, artık tüm oda sallanıyordu.

"Onların hiçbir suçu yoktu!" Diye bağırdım.
"Neden öldürdün onları!"
Yere çöktüm ve sarsılarak ağlamaya başladım. Annem ve babam ben sekiz yaşımdayken trafik kazasında ölmüşlerdi. Artık tek ailem olan kız kardeşim ve büyükannem de yoktu. Şimdi ne halt edecektim? O, her neyse, beni de öldürmeliydi. Hemen şimdi öldürmeliydi.




"Danny!" Kız kardeşimin tatlı sesini duyuyordum, bana sesleniyordu.
"Danny!"
Gözlerimi kapatıp sıktım. Deliriyor muydum? Yoksa tüm bunlar bir kabus muydu?
"Fıstık ezmesinin kapağını kapatmayı unuttun tatlım." Dedi büyükannem. Cesetleri parçalanmış hâlde dolaptaydı. Peki onları nasıl duyuyordum? Sesleri kafamın içindeydi, aklımı kaçırıyor olmalıydım.
"Danny! Beni duymuyor musun? Danny!"
Lilly şiddetle bağırdı. Ellerimle kulaklarımı kapattım.
"Daniell Button, hemen kız kardeşinin odasına gidiyorsun." Dedi büyükannem.
Çaresizce ağlıyordum, bedenim sarsılıyordu. Yere çökmüştüm ve kalkamıyordum, güçsüzdüm. Zaman geçiyordu, oda artık kapkaranlıktı. Bütün bunların bir kabus olmasını, eğer kabus değilse de ölmeyi diliyordum.
Yerde uzun bir gölge belirdi. Birden gelen cesaretle başımı kaldırdım. İşte oydu, o olduğunu biliyordum. Karanlıktı. Siyah bir iskelet gibiydi. Fazla iri, simsiyah gözleri vardı ve kocaman ağzıyla gülümsüyordu.


Kulaklarım uğulduyor ve beynim kaç diye bağırıyordu, aldırmadan orada durdum ve korkunç suratına baktım.
"Ne istiyorsun?" Diye sordum. Aslında bağırmak istemiştim ama sesim çıkmamıştı.
Gülümsemesini bozmadı.
"İstediğimi aldım." Dedi, sesi ışıksız bir gece kadar ürperticiydi.
"Neden!" Diye bağırdım, sesim yankılandı. Başını eğdi ve güldü.
"Neden!" Diye bağırdım tekrar, başını kaldırmadı ve cevap vermedi. O sırada aşağıdan gelen sesleri duydum.




Henüz ben ne olduğunu anlayamadan kapı kırılarak açıldı. İçeri polisler girdi. Karşımdaki şey ise yok oldu. Polislerin karşısında tek başıma kala kalmıştım.
"Sakın kıpırdama!"
Diye bağırdı biri.
"Kıpırdama! Olduğun yerde kal!"
Şaşkınlıkla onlara bakıyordum. Onlar... Benim yaptığımı sanıyor olamazlardı, değil mi? Bulunduğum şoktan çıkamadan beni omuzumdan tutup sertçe ayağa kaldırdı.
"Aileni öldürmek ha? Ne istedin bu yaşlı kadından ve küçük kızdan!" Bir polisin attığı tekmeyle yere yığıldım, henüz kalkamadan iki tane polis daha yaklaştı.
"Neden yaptın bunu? Delirdin mi?" Dedi biri. Bir şey söyleyemiyor ve hareket etmiyordum. Sanırım bir çeşit şoktaydım.
"Bakışlarına bak şunun! Kesinlikle aklını kaçırmış." Dedi diğer polis. Sonra beni ayağa kaldırdı.
"Haydi bakalım. Umarım uzun yıllar içerde kalırsın da aklın başına gelir."
Başımı yere eğdim, vücut sıcaklığım git gide artıyor gibiydi. Yine, kulaklarım uğulduyordu. Uzun yıllar orada kalmamı umduğunu söyleyen polis, beni dışarı çekiştirdi. Bazıları içerde kalıp cesetlerle ilgilenirken, diğerleri de beni dışarı çıkartıp polis arabasına yönlendirdi.
"Nereye gidiyorsun?" Diye sordu Lilly, üzgün bir sesle.

"Özür dilerim bebeğim." Dedim, çevremdekilere aldırmadan.
"Sizi koruyamadım. Çok özür dilerim."

"Kiminle konuşuyorsun sen?" Dedi beni arabaya çekiştiren polis memuru.
"Neyse. Zaten önemli değil. 17 yaşında aileni parçalamışsın. Seni psikopat."
Ona döndüm. Gözlerimin dolmasına engel olmaya çalıştım.
"B-ben... Ben yapmadım." Dedim zorlukla.
"Yemin ederim..."
"Boş konuşma." Dedi ve beni arabadan içeri itti. O anda silahını kaptım ve ona ateş ettim. İsabetli olmamıştı. Bacağından vurduğum adam kıpırdamamamı bağırıyordu.

Ç.N:
Bu CP Taylor Fulya Swiftioner tarafından yazılmıştır ^_^
Geç paylaştığım  için kendisinden özür diliyorum T_T Mail kutum o kadar dolu ve karışık ki, bunu bulmak saatlerimi aldı (-_-')

14 Temmuz 2015 Salı

"Voices and Whispers"

Çok sessiz bir yerdeyken kulaklarına gelen çınlama sesini biliyorsun değil mi? Bazı insanlar bu sesin insan kulağının düşük frekanstaki sesleri duyamadığı için uydurduğu bir ses olduğunu söyler.




Ama bu tamamen yanlış.



O çınlama tamamen farklı bir şeyi kapatıyor. Eğer yeterince hızlı olursan, sabredersen ve biraz da şansın varsa, o çınlama sesinin ötesini duyabilirsin. Duyacağın şey birbirine fısıldayan sesler. Kendilerini hemen susturacaklar ancak biraz daha sabredersen ne dediklerini yakalayıp anlamakta daha iyi olacaksın. Geçmiş, şimdiki zaman ve gelecek ile ilgili şeyler duyacaksın.
Ancak, dikkatli olmalısın. Çünkü bedensiz ses diye bir şey yoktur.

Ve sen onları fark etmeye basladıgında,
Onlar seni fark etmeye baslar.



Ç.N:
Hihiihhi.... Ödünüzü koparmak için yeni bir CP :D 

8 Temmuz 2015 Çarşamba

"Upstairs"

Küçük bir çocukken 2 katlı kiralık bir evde yaşıyordum. Anne ve babam çalıştığı için okuldan geldiğimde genelde yalnız oluyordum.

Bir akşam üzeri eve geldiğimde ev yine karanlıktı. "Anne?" diye seslendim ve üst kattan bir sesin "Eveeeet?" diye cevap verdiğini duydum. Anneme tekrar seslendim ve yine aynı "Eveeeet?" cevabını aldım. Yanına gelmemi istediğini fark edip merdivenleri çıkmaya başladım. 2. kata ulaştığımda ona son bir kez seslendim, ve en uzaktaki odadan "Eveeet?" sesi geldi.

Huzursuz hissettim, yine de annemi görmek için çok istekli olduğumdan odaya doğru yürümeye başladım. Ancak tam o anda alt katta dış kapının açılma sesi geldi ve annem elinde bir sürü alışveriş poşedi ile içeri girdi.

Neşeli bir sesle "Tatlım, evde misin?" diye seslendi. Onun sesini duymak beni hemen mutlu etti ve merdivenlerden aşağı inmek üzere arkamı döndüm... Ancak tam dönerken uzaktaki odaya son bir bakış attım. Ben en üst merdivenden izlerken, odanın kapısı yavaşça açıldı. Çok kısa bir an için orda garip bir şey gördüm.

Bana bakan, soluk bir yüz.



Ç.N:
Bunu okurken nedense tüylerim diken diken oldu, normalde olmayan bir şeydir o_O
Vee... Anketin sonuçlarını kontrol etseniz iyi olur :D Eğer "Hayır" cevabı "Evet" cevabından fazla olursa cidden açmayacağım blogu :D 

5 Temmuz 2015 Pazar

"The Baby Doll"

Illınois'in kırsal kesimlerinde bir oyuncak şirketi bebek bekleyen anneler için "Gerçekçi" bebekler satmaya başladı. Ama görünüşe bakılırsa anne bebeği satın aldıktan sonra bebek hemen ağlamaya başlıyordu.

"Sallama hareketi" bir süre sonra çalışmamaya başlıyordu, ve bebeği sarsmadan susturamıyordunuz. Sonunda bebek ağlamaya başladığında ebeveyninin ona vurması gerekiyordu, vuruşlar ve darbeler bebeği susturmak için daha da şiddetlenmeye başlıyordu.

Bebeği kalıcı olarak susturmanın tek yolu kafasını duvara vurarak ağlamayı tetikleyen mekanizmayı parçalamaktı. Ancak birden fazla olayda, komşular çocuk istismarını ihbar etmek için polisi aradılar.

Polis olay yerine vardığında yere ve duvarlara sıçramış kanlı bebek kalıntıları buluyordu. Olayların neredeyse tamamında anne polisin neden orda olduğunu anlayamıyor ve bebek şekilli bir cismi kucağında sallarken "Aptal oyuncak bebekten" kurtulduğunu söylüyordu...



Ç.N:
Uzun süredir yoktum sanırım *-*
Sayfa da uzun süredir boş kalmış (-_-') Kusura bakmayın >_<

Bu Cp oldukça huzursuz o_O

Veeee, bir de size danışmak istediğim bir şey var; ayrı bir blog açıp orda komik CP paylaşımları veya bulduğum güzel CP karakteri resimlerini paylaşmak güzel olabilir diye düşünüyordum :3 Ne dersiniz?