2 Mart 2019 Cumartesi

Red Water

Bir yıl önce bir iş seyahati için yollara düşmüştüm ve Denver'den Los Angelos'a gidiyordum.Uzun bir sürüştü ve üstüme yol yorgunluğu çökmüştü, o yüzden gözüme kestirdiğim en yakındaki bir otelde durdum.Resepsiyona gittim ve orada duran zili çaldım.Birkaç saniye sonra, arkamdaki odadan bir adam çıkageldi."Merhabalar efendim, ismim John Shelby" dedi adam,
"Size nasıl yardımcı olabilirim?"

"Ben kalacak bir yer bakıyorum" diye yanıtladım, "Müsait bir odanız var mı?"

Bilgisayarından müsait boş bir oda aradı.Şansım varmış ki, orada tek bir oda kalmıştı.Bana odanın anahtarını verdi ve rahat bir gece geçirmemi diledi.Adama beni bir otomat makinesine götürmesini rica ettim o da öyle yaptı.Otomat makinesine ulaştığımda bir paket cips almak üzereydim ki, o anda koridorun sonundaki havuzu farkettim.Birçok otelin havuzu vardır, bunda sıradışı bir şey yok.Ama kafamı karıştıran şey suyun kırmızı olmasıydı, kan kırmızısı.Bir paket cipsimi aldım ve geri resepsiyona adama döndüm.

"Orada bulunan havuzun nesi var?" diye sordum.

"Ne demek istiyorsunuz, efendim ?" diye sordu adam, yüzünde şaşkın bir ifadeyle.

"Su kırmızıydı" dedim, "Neden kırmızıydı?"

Adam gözlüğünü çıkarttı ve derin bir nefes aldı."Pekala bu biraz sıradışı bir hikaye." diye söyledi, "Yıllar önce, o havuzda acımasızca bir cinayete kurban giden bir kadın bulundu ve su onun kanına bulandı."

"Bana onun kanının hala orada olduğunu mu söylüyorsun?"

"Hayır, hayır, tabi ki öyle değil" dedi, "Oradaki su boşaltıldı ve havuz kullanıma kapatıldı.Ama birçok insan havuzun içinin kan kırmızısı bir suyla doldurulduğunu söylemeye devam ediyor." Gözlüklerini yavaşça geri takarak, "Kendim için konuşacak olursam, öyle bir şeyi asla görmedim,ama sanırsam bu otel aklınızla oynamayı seviyor ne diyebilirim ki."

"Yani o zaman bu otel lanetli mi?" diye sordum, adam başını onaylar bir şekilde salladı.Şok olmuştum, aslında o kadar korkmamıştım, ama sadece biraz şaşırmıştım çünkü daha önce hiç böyle bir deneyimim olmamıştı.

Bana ayrılmış odama gittim, ve çok ihtiyacım olan sıcak bir duş alıp yatağıma uzandım.Bir nedenden dolayı uyuyamıyordum, aklım hala bazı şeylere takılmıştı ve yanıtlanmamış bir sürü sorum vardı.Yatağımdan kalktım, üstüme bir tişört giydim ve koridora çıktım.Koridor boyunca yürüdüm ve havuza doğru yöneldim.Etraf çok sessizdi, sanırım başka kimse uyku sorunu çekmiyordu.Altıma bakıp iç çamaşırıyla gezdiğimi farkettiğimde kendi kendime gülmeye başladım, şuan etrafta kimsenin olmaması iyi bir şeydi.Sanki bir odadan diğerine geçen bir kadın görmüştüm.O zaman onun için pek kafa yormadım, benim gibi başka bir konuk olduğunu düşündüm.

Zemin kata ulaştığımda, koridorun aşağısında bile o kan kırmızısı suyu net bir şekilde görebildim.Resepsiyonun önünden geçtim, orada kimse yoktu.Oradan otomata gittim ve aniden havuza açılan kapının önünde durdum.Kapıyı açmayı denedim ama kilitliydi.Kilitli olmasaydı bile içeri gireceğimi sanmıyordum.Kan dolu havuzu gösteren büyük camdan baktım.Havuz uzun bir süre kapalı kalmış gibi görünüyordu.Arkamı döndüm, koridorun aşağısında ki asansöre baktım."The Shining" filmindeki asansörün içinden kanlar geldiği bölümünü hayal ediyordum.Buna benzer bir şey göreceğimi hissettim, ama görmedim.Bunun yerine, havuzun kenarında duran ve sanki atlamaya hazırmış gibi görünen bir kadın gördüm.Vücudu tamamen çıplaktı üzerinde giysi adına hiçbir şey yoktu.Kafasını bana doğru çevirdiğinde korku içinde geriye fırladım ve asansör yerine odama merdivenden gidebildiğim kadar hızlı bir şekilde geri döndüm.

Saatler sonra, alarmin çalmasıyla uyandım.Duş aldım, ardından üstüme bir şeyler giyinip kahvaltı için ilk kata indim.Kahvaltıdan sonra, yola koyulmak için son hazırlıklarımı yaptım.Gitmeden önce havuza son bir kez göz atmaya karar verdim.Yavaşça resepsiyonun önünden geçerek, otomata ulaştım ve havuza göz attım.Dün pencereden baktığım havuza ne olduğunu görünce kontrolümü kaybetmiştim.Havuz boştu.Ne kan kırmızısı sudan ne de kadından eser kalmıştı.

Geri resepsiyonda çalışan kadına gittim."John Shelby müsait mi?" diye sordum.

Kadın bana şaşkına dönmüş bir şekilde bakarak "Afedersiniz?"

"John Shelby." Diye tekrar ettim. "Dün gece burada çalışıyordu."

"John Shelby 1982 yılında öldü." dedi, "Bir kadını öldürdükten sonra kendi canına kıydı, tam olarak orada havuzun yanında." Güldü. "Bu bir şaka mı, efendim?"

"Evet" dedim, kendimi gülmeye zorlayarak. "Yalnızca bir şakaydı."Anahtarımı aldım ve binayı terk ettim.Yola koyuldum, o gece otelde olanları bir daha asla aklımdan çıkaramadım..



Ç.N = Bende bir süre aklımdan çıkaracağımı sanmıyorum o.O

5 yorum:

  1. bizim dünyamız sizinkine sıçramaya başlamış bile ölüler geri gelicek ve bu sefer tek bir otelle yetinmicekler bütün gezegeni alıcaklar ve bu arada çeviri güzel olmuş hikayelerini yansıtmayı başarmışsınız

    YanıtlaSil
  2. sonu güzel bitti çevirmene başarılarının devamını dilerim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Güzel yorumun için ben teşekkür ederim ^^

      Sil
  3. umarım böyle devam edersin
    sen bu sitenin yeniden doğuşunu başarabilecek potansiyele sahipsin

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O konu hakkında endişelenmene gerek yok genellikle kısa aralıklarla bazen ise art arda pastalar paylaşacağım :)

      Sil

Yorum yaparken kaba veya küfürlü bir dil kullanmaktan çekinirseniz sevinirim ^^