30 Ocak 2017 Pazartesi

Footsteps (Penpal Series-1)

Sessiz bir odada kulağınızı yastığınıza bastırırsanız, kalp atışınızı duyabilirsiniz. Çocukken, örtülü, ritmik bu ses bana, halı üzerindeki yumuşak ayak sesleri gibi gelirdi. Bir çocuk olarak, neredeyse her gece bu ayak seslerini duyardım ve şuurumu kaybederdim, bu dehşet vericiydi.

Tüm çocukluğum boyunca, annemle göreceli olarak iyi mahallemizde yaşadım. Burası bir geçiş bölgesiydi. - ekonomik açıdan fakir insanlar kademeli olarak taşınırdı, annem ve ben de bu insanlardan biriydik. İki parçaya ayrılan, bir evde yaşardık. Mahalleyi saran bir çok ağaç vardı, bu nedenle oralarda oynayabilir, gündüzleri de keşif yapardım. Ama geceleri üzerlerine lanetli bir his çökerdi. Bunu evimizin havasıyla birleştirebilirdik. Döşemelerin altında, aklımı canavarlar ve kaçınılmaz senaryolarla dolduran oldukça büyük bir boşluk vardı ki bu ayak sesleri hakkındaki korkularımı alevlendiriyordu.
Anneme ayak seslerinden bahsettiğimde, bana bunun hayal gücümün bir oyunu olduğunu söylemişti. Yeteri kadar inat etmiş olmalıyım ki, annem sonunda beni yatıştırmak için kulaklarımı haşlanmış hindi suyuyla yıkamıştı. Bunun yardımcı olacağını düşünmüştüm tabi ki olmadı. Tüm, ürpertici şeylere ve ayak seslerine rağmen yaşanan en tuhaf olay üstte uyuyor olmama rağmen arada sırada alttaki ranzada uyanıyor oluşumdu, ama geceleyin tuvalet veya su için kalktığımda uyumak için ranzaya gitmeye başlamama kadar bu da garip değildi. - Ne de olsa bir çocuktum- Bu iki haftada bir yaşanıyordu, yine de çok korktuğumu söyleyemezdim.

Ama bir gece alttaki ranzada uyanmadım.

Ayak sesleri duymuştum, ama o kadar derin uyuyordum ki kalkmaya tenezzül etmedim. Uyandığımda da bunun nedeni sesler veya kabuslar değildi, üşüyor oluşumdu. Gerçekten üşümüştüm. Gözlerimi açtığımda yıldızları görmüştüm. Ağaçlıktaydım. Aniden kalktım ve neler olup bittiğini anlamaya çalıştım. Rüyada olduğumu düşündüm. Rüya gördüğümü sandım, ama bu pek de doğru görünmüyordu, gerçi bir gece vakti ormanda uyanmanın neresi doğruysa. Önümde bir su oyuncağı vardı,- hani denizde üzerine bindiklerinizden- bir köpek balığına benziyordu ki bu ortama sürreal bir hava katıyordu. Kısa bir süre sonra uyanmayacağımı fark ettim, çünkü uyumuyordum. Etrafımda döndüm, fakat bu ağaçları tanıyamadım. Tüm gün evimizin oradaki ağaçlıkta oynardım bu nedenle her birini çok iyi biliyordum, ama, bunlar o ağaçlar değilse, dışarı nasıl çıkabilmiştim? Bir adım atmamla, ayağımda feci bir acı hissedip olduğum yere mıhlanmam bir oldu. Bir dikene basmıştım. Ay ışında onları her yerde görebiliyordum. Öteki ayağıma baktım, onda bir sorun gözükmüyordu, doğrusu bedenimin geri kalanı da aynı şekilde normaldi. Başka tek bir sıyrığım yoktu hatta kıyafetim dahi pislenmemişti. Bir süre ağladım, ardından toparlanıp ayağı kalktım.
Nereye gideceğimi bilemedim, bu nedenle rastgele bir yön belirledim. Etraftaki herhangi biri ya da herhangi bir şey beni bulana kadar bağırma dürtüsüne direndim. Saatlerce yürüdüm.
Düz bir rotada ilerlemeye çalıştım ve sapmalar yaşadığımda yolumu düzelttim, ama ben sadece bir çocuktum ve korkuyordum. Hiç uluma veya çığlık yoktu, ve sadece bir kere beni tırstırtan bir ses duydum, bir bebek ağlamasına benziyordu. Şimdi onun bir kedi olduğunu düşünüyorum, ama o zaman paniğe kapılmıştım. Büyük çalılardan kaçınmak için farklı noktalara, yön değiştirerek koştum. Bastığım yeri dikkatle seçiyordum, çünkü sol ayağımın durumu hiç de iyi sayılmazdı. Nereye bastığıma dair gösterdiğim dikkati nereye gideceğim konusunda gösteremedim. Çünkü ağlamayı duyduktan kısa bir süre sonra içimi  daha önce hiç tatmadığım bir umutsuzlukla dolduran bir şey gördüm. Gördüğüm şey köpek balığı şeklindeki oyuncaktı.
Uyandığım yerden sadece 10 metre uzaktaydım.
Bu bir çeşit sihir ya da doğaüstü bir zaman bükülmesi değildi. Kaybolmuştum.Şu ana kadar ağaçlıktan kurtulmayı oraya nasıl girdiğimi anlamaktan daha çok kafaya takmıştım.Ama başladığım yere geri dönmek aklımı bulandırmıştı.Bunların benim bildiğim ağaçlıklar olduğundan bile emin değildim; sadece öyle olmasını umuyordum. Bir noktanın çevresinde koca bir daire mi çizmiştim, yoksa geri dönüş yolumu mu yapmaya başlamıştım? Buradan nasıl çıkacaktım? Bu sırada kuzey yıldızının en parlak yıldız olduğunu hatırladım, bu nedenle en parlak yıldızı bulup onu takip etmeye karar verdim.
Sonunda her şey daha tanıdık gelmeye başlamıştı, ‘ve sonunda hendeği gördüğümde’( hendek, arkadaşlarım ve benim çamur savaşı yaptığımız bir havuzcuktu) eve varmayı başardığımı anladım. Bu noktada çok yavaş yürüyordum, çünkü ayağım dayanılmaz bir şekilde sızlıyordu, ama eve yaklaştığıma o kadar mutlu olmuştum ki hafif bir tempoda koşmaya başladım. Sonunda komşularımın çatısını gördüğümde, tempomu hızlandırdım. Sadece evde olmak istiyordum. Çoktan hiçbir şey söylememeye karar vermiştim, çünkü ne anlatabileceğime dair en ufak bir fikrim yoktu. Bir şekilde evde olacak, temizlenip yatağa girecektim. Köşeyi dönüp evimi tüm çıplaklığı ile karşımda görünce kalbim patlarcasına atmaya başladı.
Evdeki her ışık açıktı.
Annemin ayakta olduğunu biliyordum, ve ona nerede olduğumu açıklayacağımı ( ya da buna çalışacağımı) biliyordum, ama bilmediğim şey lafa nereden başlayacağımdı. Hafif tempodaki koşum bir anda yürümeye döndü. Perdelerden annemin siluetini gördüm, buna rağmen o noktada söyleyeceklerim hakkında endişeli değildim. Sundurmaya birkaç adım yaklaştım, elimi kapı koluna koydum ve döndürdüm. Bunun hemen ardından iki el beni kendine çekti. Çıkarabileceğim en yüksek sesle ‘ANNE YARDIM ET! LÜTFEN ANNE’ diye bağırdım. Tam güvende olacakken fiziksel olarak çekilmek, beni şimdi bile tarif edemeyeceğim bir dehşetle doldurdu.
 Kolunu çevirdiğim kapı açıldı, ve kalbimde bir umut ışıltısı yandı. Ama beni karşılayan annem değildi.
O bir adamdı, ve kocamandı. Debelendim, ve arkamdan beni tutan kişinin bacaklarına tekmeler savurdum, aynı zamanda kapıdan çıkan adamdan kaçmaya çalıştım. Korkmuştum, ama aynı zamanda öfkeliydim: ‘ BIRAK BENİ! O NEREDE? ANNEM NEREDE, ONA NE YAPTINIZ? boğazım bağırmaktan acıdı, ve derin bir nefes aldım. Sandığımdan daha uzun süredir çıkan bir sesin farkına vardım. ‘’ Tatlım, lütfen sakinleş, seni yakaladım.’’ Eller gevşedi ve beni serbest bıraktı. ‘’ Seni bir daha göremeyeceğim diye o kadar korkmuştum ki’’ bu noktada o da ağlıyordu.
‘’Üzgünüm, ne olduğunu bilmiyorum. Sadece eve gelmek istedim, özür dilerim.’’
‘’Sorun değil, sadece bunu bir daha yapma. Benim veya bacaklarımın bunu kaldırabileceğini bilmiyorum.’’
 Dudaklarımdan ufak bir kahkaha mırıltısı yükseldi, ve bir miktar gülümsedim.
‘’Seni tekmelediğim için özür dilerim, ama neden beni öyle yakaladın ki?’’
‘’Seni tekrar kaçmış olma ihtimaline karşı korktum.’’
 Kafam karışmıştı, ‘’ Ne demek istiyorsun?’’
‘’ Notunu yastıkta bulduk.’’ dedi, ve bana bir parça kağıt gösterdi.

Notu aldım ve okudum. Bu bir kaçış mektubuydu. Çok mutsuz olduğumdan ve onu ve arkadaşlarını bir daha hiç görmek istemediğimden bahsediyordu. Ben notu okurken, polis memuru, annemle sundurmada birtakım şeylerden konuştu. Bir mektup yazdığımı hatırlamıyordum, bunun hakkında hiçbir şey hatırlamıyordum. Ama, bazen kendiliğimden banyoya girdiğimi de hatırlamıyordum, hatta tek başıma ormana gittiğimi de, hatta tüm bunlar doğru olsa dahi şunu biliyordum:

 ‘’ Mektupta adım doğru yazılmamıştı, bu mektubu ben yazmamıştım.’’

Ç.N: Başlıktan da anlayacağınız üzere bu ''Penpal Series'' adlı 6 bölümlük hikayenin ilk kısmı.Her birini bu hafta yayınlamayı düşünüyorum. Bu nedenle şimdiden uzunluk için özür dilerim.

14 yorum:

  1. Meraklandìm simdi.Diger hikayelerde çocukla mí ilgili?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şöyle söyleyeyim bu dağın görünen yüzü.

      Sil
  2. Diğerlerini de merak ettim şimdi. Çeviri için teşekkürler Leon

    YanıtlaSil
  3. Gece üç buçukta okuyorum ve bunu söylememin bir sebebi yok. Bilin istedim ^^

    YanıtlaSil
  4. Spoiler istiyorum :D Üstü kapalı olarak mı gidiyor yoksa bir şeyler açıklanıyor mu? Neyse güzel çeviri *-*

    YanıtlaSil
  5. Bence uzunluk tam ortalama olmus cooook guzel heyecanla bekleyecegim herhalde hergun sayfayi yenileyip dururum *-* gercekten cok guzel ellerine saglik *-*

    YanıtlaSil
  6. Güzele benziyor.

    YanıtlaSil
  7. arkadaşlar rei shizuka ya bir türlü ulaşamıyorum facebook hesabını kapatmış eğer ondan bir haber alırsanız lütfen bildirin.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hesabım kapandı değil kapatıldı ._.
      Gruba eklenmek istiyorsan sayfanın sol üstündeki "Mesaj at" a tıklarsan yetkili bir başka biri yardımcı olabilir ^^

      Sil
  8. Hocam ellerine sağlık :)

    YanıtlaSil
  9. Hayatta olmana sevindim.Facebook hesabı açacakmısın?

    YanıtlaSil

Yorum yaparken kaba veya küfürlü bir dil kullanmaktan çekinirseniz sevinirim ^^