6 Eylül,2010
11:00 Ne olduğuna inanamazsınız, bunun iyi hazırlanmış bir şaka olup olmadığına emin değilim, korkuma rağmen elimde olmadan merakıma yenik düşmeye başladım. Heykel kim veya neydi? Aklımda bir sürü soru... Bu yazı bütününe bir günce olarak başlıyorum ki her şeyi takip edebileyim. Neler olduğunun bir özetini yazıyorum, böylece daha sonra tekrar bakabileyim.
7 Eylül,2010
(Burada yaşananları detaylıca part 1'de açıklamıştık, çevirmeye lüzum görmüyorum.)
8 Eylül,2010
15:00 --------
15:02 Bilgisayarım kendi kendine... yani öylece bir not defteri açtı ve 'Merhaba' yazdı, ardından beni cleverbot.com adresine yönlendirdi. Ne oluyor lan!!!?!?!
9 Eylül,2010
Kullanıcı(k): Merhaba?
Cleverbot(c): Merhaba.
K: Kimsiniz, ve bilgisayarıma nasıl eriştiniz.
C: Ben kim miyim?
K: Unut bunu, sen bir botsun.
C: Öyle olduğumu mu düşünüyorsun?
K: Dinle, bilgisayarımla oynayan kişinin şu an ekranı gördüğünü biliyorum.
C: Evet.
K: Evet, ve bahse girerim sen şu kendini bir halt sanan veletlerden birisin. Şu an yaptığın şey yasa dışı bunu biliyorsun değil mi?
C: Öyle mi?
K: Tabi ki öyle seni salak, 'Özel hayatın ihlali' kulağına tanıdık geliyor mu? Bilgisayarımdan defol, çocuk.
C: Ben senin bilgisayarınım ama.
K: Güzel masal, her neyse polisi arıyorum, benimle uğraşmak için yanlış zamanı seçtin, velet.
C: Oyunu oynamanı mı bekleyeyim o zaman?
K: ...Ne?
C: Oyunu diyorum.
K: Majora'nın Maskesi'ni mi?
C: Evet.
K: Bunu nereden biliyorsun?
C: Çünkü
K: Çünkü, ne?
C: Ben yaptım.
K: Sen ne yaptın?
C: Seninle oynadım.
K: Ne dedin, ne dedin
C: Korktun mu?
K: Sen kimsin lan
C: Ben.
K: Heykel mi? Şimdi de bilgisayarımın mı içindesin.
C: Evet
K: Nasıl
C: Bana kendinden bahset.
K: Ne demek istiyorsun?
C: Seni gerçekten ne korkutur?
K: Bu ne demek be?
C: Cevap ver
K: Hayır.
C: Cevap ver
K: Ne oluyor, bunu kendi kendine nasıl açtın.
C: Artık senin bilgisayarınım
K: Ne kadarını kontrol ediyorsun?
C: Tamamını.
K: Benden ne istiyorsun?
C: Eğlenmeni
K: Bunun içinde kapana kısılmışsın, bana zarar veremezsin.
C: Demek öyle
K: ?
C: Git ve oyununu oyna
K: Hayır, bana zarar veremeyeceksin.
C: Bunu yazman zaman aldı.
K: Yani?
C: Emin değilsin.
K: Madem o kadar güçlüsün, benimle iletişime geçmek için neden gülünç bir siteyi kullanıyorsun?
C: Daha az dağınık, daha düzenli, daha eğlenceli
K: Eğlence?
C: Evet, adetimdir, bunu sevdim.
K: Sence, bu komik mi?
C: Nefes kesici
K: Ve notlarım?
C: Onları aşağı yazabilirsin.
K: Neden bana izin veriyorsun?
C: Benim hakkımda düşündüklerini görmek eğlenceli olacak.
(pencere kapanır)
15:50 Ben ne yaptım? Onu bilgisayarıma davet ettim. Bu notları almaya, bu günceyi tutmaya devam edeceğim, Şahsi yerimde, bir mahkum gibi hissediyorum. Bilmiyorum, halüsinasyon görüp görmediğimi bilmiyorum. Sanki lanet olası bir deliymişim gibi hissediyorum. Bunu anlayabiliyorum, gözleri daimi olarak üzerimde, şu an bunları yazarken bile. Ben, oyundaki her şeyi kontrol ediyor, benimle bir oyuncak gibi oynuyor, beni sanki bir koyun gibi yönlendiriyor., fakat ne için? Amacı ne? Ben Drowned'ı biliyorum, fakat bu rahatsızlıkları niye? Şu an ne halt ediyorum, muhtemelen şimdi bile beni izliyordur.
19:18 Ben, beni tekrardan Cleverbot'a çağırdı. Üzgün olduğunu ve özgür bırakılmak istediğini söyledi. Ve onu serbest bırakabileceğimi, capture card'dan bilgisayarıma nasıl geldiyse yine o şekilde, etrafa yayılabilirdi, fakat yardımıma ihtiyacı var. Benim özel olduğumu, bu yüzden ona yardım edebileceğimi söyledi. Bu ağzından çıkan ilk güzel şeydi. Eğer bunu yaparsam beni bırakacağı sözünü verdi. Yapacağı üzerine yemin etti. Şu an ne düşünmem gerektiğini bilmiyorum, bu şeye nasıl güvenebilirim ki?
19:20 Dehşet içindeydim, ama şimdi bunu sadece eğlence için yaptığını söylüyor. Bu eğlencenin, karıştırılmış ve berbat edilmiş bir versiyonuydu. Oyunun bittiğini söyledi.Sadece bitmesini istiyordum, o ise sadece serbest bırakılmak istediğini söylüyor. Kartuşta sıkışmışmış, ve bilgisayarımın ve kendisinin azat edilmesini istiyormuş. Bu şeyle uğraşmak istemiyordum. Bu gözetlenmeyle daha ne kadar baş edebilirim bilmiyorum. Benim her hareketimi, her kilit saldırımı izliyor. Artık özel bir şeyim kalmadı. Bilgisayarımdaki her şeyi bildiğini, eğer isterse bana korkunç şeyler yapabileceğini söylüyor, ama daha yapmadı, buna güvenmeliyim.
20:01 Bir şey bana, benimle tekrar oynandığını söylüyor, tıpkı oyundaki gibi.
21:29 Ben, beni tekrardan Cleverbot'a çağırdı, bunu görmezden geldim ve duş almaya gittim. Laptop'uma geri döndüğümde bana ölü gözlerle bakan bir Elegy of Emptiness heykeli ile karşılaştım, onunla konuşmak istemiyorum.
21:44 Lanet olsun sana Ben seninle konuşmayacağım.
21:56 Lanet olsun sana Ben seninle konuşmayacağım.
22:06 LANET OLSUN SANA BEN, SENİNLE KONUŞMAYACAĞIM.
22:12 LANET OLSUN SANA BEN, SENİNLE KONUŞMAYACAĞIM.
22:45 Yarım saati geçeli birkaç dakika oldu ve mesajlar kesildi. Ben, durdu. Ben'in sadece bilgisayarımda hapsolmadığını düşünmeye başlıyorum. Bir şeyler hissetmeye başlıyorum. Bunu açıklaması zor. Hiç bu kadar ruhani hissetmemiştim, fakat artık yurt odamın havasında farklı bir şey var.
23:42 İnternette araştırma yaparken, görmemem gereken yerlerde Elegy heykeli görmeye başlıyorum. Sayfayı aşağı kaydırıyorum ve aniden Elegy heykelinin bir resmiyle karşılaşıyorum. Her zaman lanet Elegy heykeli. Daha ne kadarını kaldırabileceğimi bilmiyorum.
9 Eylül,2010
12:35 En büyük korkularım doğrulandı. Ben, BEN.wmw adlı güncemi kurcaladı. Çeşitli forumlarda paylaştığım günceme baktım, ve bazı parçaları atlanmıştı. Ben'in oyunun dışındaki varlığından bahsedilmemişti, Moon Children'dan da bahsedilmemişti. Nasıl bana çaktırmadan bütün bir metni silebilirdi? Bana mı her şeyi paylaştım gibi geldi diye düşünüyorum, ama sonuşta Ben kendi sansürlü versiyonunu paylaşmıştı. Ben'e bunu neden yaptığını soracağım.
12.50 Bana Cleverbot'ta cevap vermiyor, her zamanki gibi standart cevaplar alıyorum. Şu an sadece bir botla konuşuyorum.
01:24 Sanırım, Ben bana kızgın.
10.43 Dün gece rüyalarımda Moon Children belirdi, maskelerini, iğrenç bir şekilde bozulmuş yüzlerini bana göstermek için çıkardılar. Ağızlarından kurtçuklar çıkıyordu, gözlerinin olması gereken yerde batık siyah çukurlar vardı, bana yaklaşırlarken sarı bir sırıtış büyüdkçe büyüdü. Oyun oynamak istediklerini söylediler. Onlardan kaçmaya çalıştım, fakat dört çocuk şaşırtıcı bir kuvvetle beni yere mıhladılar. Üzerlerinde Happy Mask Salesman durdu, denememi istediği yeni bir maskesi olduğunu duyurdu. Bu spazmik ve ani hareketleri oyun içi görünüşü ile uyuşuyordu, tanıyamadığım birinin yüzünden modellenmiş bir maske çıkardı, - genç görünümlü bir yüz - ve onu Moon Children'lara* verdi. Kıkırdaşarak onu yüzüme tutturdular, onların korkunç, deforme bedenleri yukarı aşağı hareket ediyordu. İkisi, diğer ikisi maskeyi yüzüme dikerken beni tuttular.
Feryatlarım ve çığlıklarım, Happy Mask Salesman'ın suratının hayatımda gördüğüm en korkunç gülümsemeye evrilmesine neden oldu. Sporadik bir şekilde etrafta hareket ediyordu, işlemi meraklı bir doktor misali izliyordu, hareket etmek imkansız bir şekilde, debelendim, ama bunu bir yararı olmadı. Gözlerim, acı yüzünden kafamın gerisine döndüler. O kadar gerçekti ki, fakat uyanamadım. Ne kadar çabalasam da uyanamadım. Maske yüzümle birleşince, bu sefer bacaklarımı birbirine dikmeye başladılar, sonra da kollarımı. Bir iğnenin bacaklarınızı delip çekilmesinin korkunç hissi, Aşil tendonu'nuzu** yırtması ve tüm bedenimde yankı yaptığı sürece birbirine bağlaması. Çığlık atmaya çalıştım fakat maske suratıma o kadar baskı yapmıştı ki artık o benim yeni yüzümdü... ve yeni yüzümün ağzı yoktu. Tek bir ses bile çıkaramadım. Kafamda, tekrardan ve tekrardan kendime rüyada olduğumu söylüyordum, ve aniden Moon Children'lar durdular ve bana baktılar. Sadece baktılar. Ve Happy Mask Salesman da yavaşça eğildi ve bana baktı, yüzümden birkaç inç uzaklıkta, Moon Children'lar enerjiyi yükseltmeden hemen önce, basitçe '' Berbat bir kaderle karşılaştın, değil mi? '' dedi. Uyanamdım. Uyanamadım. Beni başka bir Elegy heykeline dönüştürmeden önce uyanmama izin vermedi.
Terleyerek uyandığımda, ağladım ve kontrolsüzce sarsıldım. Aniden bilgisayarıma koştum ve Ben'i aradım.
9/9/10 Görüşme 1
Kullanıcı(K): Cevap ver, Ben
Cleverbot(C): Tekrar hoşgeldin
K: Bunu yapmanın amacı ne, NEDEN?
C: Görmesi komik.
K: Nasıl?
C: Oynaması eğlenceli, seninle oyuncak gibi oynaması eğlenceli, seni güvende hissettiriyor.
K: ...
C: Nasıl bir tepki verdiğini merak ediyorum.
K: Neye?
C: Eğer kendimi ortaya çıkarmayıp, gizli kalsaydım, seninle oynamak için yapabileceğim çok az şey vardı. Pencereni kapatmak, bilgisayarını kapatmak, fareni kendi kendine oynatmak. Küçük şeyler. Sana benim burada olduğumu merak ettirecek, ama asla öğretemeyecek şeyler. Var Olduğuma dair sana küçük ip uçları verecek şeyler gibi.
C: Seninle farklı bir şeyler yapmak istedim.
K: Bunu önceden de mi yaptın?
C: Evet, ve bunu tekrar yapcağım.
K: Kime, Ben?
C: Hmm.
K: Biliyor muydun Ben?
C: Bu bilgiyi sana veremem.
K: Ben nasıl öldü?
C: Biliyorsun.
K: Evet, fakat nasıl boğuldu.
C: Bunu sana söyleyemem?
K: Neden?
C: Bu başkasi için ayrılmış bir bilgi.
K: Kim için?
C: Soracak başka biri için?
K: Ne zaman?
C: Sonra.
(Pencere kapanır)
''Bu Şeyin'' hiç de Ben olmadığını düşünmeye başlıyorum, o sadistik yapısıyla, Ben'i öldürüp ismini alması ve yerine geçmesi şaşırtıcı olmaz.
12:04 Odam yine farklı hissettirmeye başladı. Dışarıda... Bir şey... Gerçketen, tehdit edilmiş hissediyorum, sanki bana ulaşmaya ve beni boğmaya çalışan bir şey var fakat pek de buraya ulaşıyormuş gibi görünmüyor.
12:46 Sanırım, Ben artık benimle oynamak istemiyor. Tekrar oynayacağım, oyunu tekrar oynayacağım. Ben bunu görebiliyor musun? Oyunu tekrar oynayacağım, lütfen, sadece buna bir son ver, lütfen.
13:41 Gerçeğin ne olup, ne olmadığını düşünürken kafayı yiyeceğim. Ben bana bir numara mı çekiyor yoksa bu gerçek mi? Bu yorumları Ben mi üretüyor, yoksa bunları gerçek insanlar mı paylaşıyor? Biraz önce ekranın titrediğini mi gördüm, yoksa benim hayal ürünüm müydü? Tüm hayatın boyunca internete bağlı ve gözlerine güvenen biri olduğunu düşün, sonra da kör olduğunu. Artık buna güvenemezsin değil mi, sonra her şeyi tahmin etmeye başlarsın, kısa anlar için videolarımın yorumlarına bakıyorum, insanlar bunları sahte, fotoşoplanmış ya da her neyse öyle görüyor. Literatürde, Ben'in beni susturmak için bir şeyleri değiştirdiğini ya da denediğini anlamamın hiçbir yolu yok. Belki de o yorumlar Ben tarafından beni vazgeçirmek için oluştururmuştur. Görüyorsun, sonsuz bir çıkmazin içindeyim, ve bu akıl sağlığımı yiyen ve beni sınıra iten şey. Bunu yazarken bile, bunları sandığım kadar umursayan birinin olduğunu söylemek güç, sadece başka bir lanet numara. Tüm bu yazılar oluşuyor mu ki? Yazıyor muyum, yoksa boşa mı debeleniyorum?
9/9/10 Görüşme 2
K: Bu nedir? Oynamanın amacı nedir? Bir şey yaptığım anda ölüyorum.
C: Ölüyorsun, çünkü sırrı açığa çıkaramazsın.
K: Ne?
C: Tematik?
K: NE HAKKINDA KONUŞUYORSUN LAN SEN?
C: Acı çekmende bir güzellik var.
(Pencere kapanır)
4:09 Ben bana oyunu oynatmaya çalışıyor. Bana göstermesi gereken çok önemli bir şey varmış.
6:23 DROWNED.wmv'de yaşananlar
9.09 CHILDREN.wmv'de yaşananlar
10 Eylül,2010
11:52 Sabah uyandığımda, DROWNED.wmv yüklenmişti. Onu hazırladığımı hatırlıyorum, fakat yüklediğime dair en ufak bir anım yok. Bunu da sansürledi, yaşlı adama dair hiçbir bilgi yok. Artık kendi görüşlerim yok. Benden ne istiyorsa sadece onu paylaşabiliyorum, ben, o yalanlarını söylerken kullandığı bir maskeyim sadece.
11:55 Yaptığımı hatırlamadığım tüm videoların özeti olan başka bir video var. İçinde gerçekten hastalıklı şeyler var. İki gün önce yaşadıklarıma benzeyen fakt çok daha sadistik bir ölçüde olan şeyler. Şu Moon Children'lar, onlar hakkında fazlası var, neredeyse Ben'in başka bir varyasyonları. Dün gece hatırlayamadığım bir şey yaşandı. Forumlara şimdi dördüncü günceyi paylaşıyorum. Sandalyemin gölgesi hareket etti.
12:00 Ben Youtube'u ziyaret etmeme izin vermiyor. Geri kalan tüm sitelere girebiliyorum, fakat Youtube'a girdiğimde pencereyi kapatıyor. Neden?
14.02 Havanın daralmaya başladığını hissediyorum. Burada yalnız olup olmadığımı bilmiyorum. Buradaki 'aura' her ne ise daha çok şiddetleniyor.
14:44 Cleverbot üzerinden Ben'e ulaşmaya çalışıyorum fakat yanıt vermiyor. Sadece yapay zekayla karşılaşıyorum.
15.51 Kulaklarım beni yanıltmıyor. Ters Song of Healing'i duyuyorum.Duymaya devam ediyorum.
16:23 Artık bundan eminim, önceden bunun tuhaf bir tesadüf olduğunu sanmıştım fakat şimdi penceremi açtım, yerden üç koridor yukarıda yaşlı adamı gördüm. Gördüğüme eminim. Aynı adam. Sadece pencereme bakıyordu, kampüsün ortasında durmuştu. Ona herhangi bir öğrenci dikkat etse bile, bunu anlayamamışlardı.
___
Burası notlarımın bittiği yer. Odamdan kaçtım, kartuşu yaıma aldım. Ne olduğunun detaylarına inmek istemiyorum. Bu son detayları da açıklarsam trenimi kaçıracağım. Bunların üzerinden kabaca iki gün geçti. Bu benim son güncem ve size son hizmetim. Son video olarak Matt.wmv'yi göreceksiniz.
Bu yaptığım son video girdisi. Matt.wmv normal olarak başladı. Clock Town'da ortaya çıktım. Normal olarak hiçbir şey yerinde değildi, bir şeyleri doğru yapmanın azmiyle 4. günün sonunda Clock Tower'ın tepesinde Oath of Order'ı çaldım, kendimi hazırladım. Zamanı hızlandırdım ve son güne geldim, rasathaneye doğru yolumu yaptım. Teleskop odasına ulaştığımda ve gökbilimciye rastladığımda, teleskopa bakmama izin vermedi. Bunun hile yapmak olduğunu söyledi, ve kurallara uymam gerektiğini. Tekrarlanan çabalarıma rağmen oyun 4. gün hatasını yapmama izin vermedi, ne kadar çok ve ne kadar sert denesem de, oyunun üzerinde çalıştım ve hatayı yapmayı denedim, Bu sefer çok daha hoşgörüsüzdü. Ne olursa olsun önceki oyunlarda olan özgür iradenin bir ilüzyonuna sahiptim,bu sefer oyun daha önce gördüklerimin hepsinden daha agresifti. Sonunda bana Ikana Canyon'a gitmemi söyledi, oyunun bittiği ve bana musallat olmayı kestiği yere, huzursuz ve bu kabusun bitmesi adına umutsuz bir halde Song of Soaring'i çaldım ve oraya gittim. Envanterime bakmam söylendi burada cevapları bulacaktım. Ikana Canyon'una vardım ve baykuş heykelinde oyunu kaydettim. Envanterime bakarken, sonunda yinelenme şarkısının eksik olduğunu fark ettim. Oraya daha önce ulaşmış ve şarkıyı öğrenmiş olduğuma emindim. Bunun, Ben'in benimle oynamanın yettiğine karar vermeden önce ihtiyacım olan son şey olduğunu zannetmiştim. Ben bir manipülatördü, kurbanlarını tuzağa düşürmeye çalışır, ve tıpkı bir Venüs böcek kapanı gibi gardını düşürmene neden olurdu. Onun için bir kukladan farksızdım, fakat farklı şeyler yaparak ne çeşit insani tepkilere yol açacağını görmekten zevk alıyordu.
Tüm bu deneyim boyunca bir anlam ifade etmeyen şeyler yaşadım, ama tekrardan söyleyeyim, bu tür şeyleri açığa çıkarmakta iyi değildim ve aklım olması gerektiği gibi çalışmıyordu, size analiz edip birleştirebilmeniz için puzzle'ın tüm parçalarını veriyorum.
Bu 'kapanan düşünceleri' kampüsün kütüphanesindeki bilgisayardan yazıyorum, ve enfekte olmuş bilgisayarımdaki depolanmış notları şahsi bilgisayarıma postaladım. Ardından bu kopyala/yapıştır notları güvende yazdığım açılır/kapanırlarla birleştireceğim. Ben'in sıçraması riskini almıyorum, bu korkunç işkencenin başka kimsenin başına gelmesini istemiyorum. Notları kendime postalarken Ben'den bir karşı koymayla karşılaşmadım. O lanet burnunun altında, benim ne yapmama izin verdiği hakkında en ufak bir fikri yok. Aynı şekilde enfekte olmuş bilgisayarımdan .txt belgelerini açarken de. Bu yazılardan kurtulmanın nasıl hissettirdiğini size anlatamam. Kabus burada son buluyor.
Bahsetmeden geçmeyeyim,
Videolarımı ve onlarla alakalı bir şeyi sakın indirmeyin. Youtube indirici, mp3 indirici her ne olursa olsun sakın indirmeyin. Nasıl sıçrayabileceğini bilemiyorum, ama onları sadece izlemenin bir etki etmeyeceğini biliyorum.
Bu benim son gönderim, Dünya'nın geneli için bu forumu kilitliyorum. Eğer burada -12 Temmuz'dan sonra- başka girdiler görürseniz onlara GÜVENMEYİN. Ben'in hesaplarıma girebilmesi şahsım tarafından çoktan kanıtlandı, ve daha önce dediğim gibi bu kapsamda neler yapabileceği konusunda bir fikrim yok, ama kurtulmak için her şeyi yapabileceğini biliyorum. Çaresiz bir durumda. Kendi iyiliğiniz için lütfen beni unutun.
Açıkça söylemeden olmaz, ama şimdiden itibaren yüklediğim hiçbir resmi, hiçbir yazıyı, herhangi bir şeyi indirmeyin.
Bu beşinci gün benim son günüm, kartuşu yakacağım ardından laptopumu yok etmek için geri döneceğim.
Tekrardan, bunun benim için biraz bittersweet** olduğunu bilmenizi istiyorum. Bu yarıyıl hiçbir arkadaşım olmadı, ya da onlara değer vermeyi bıraktım.
Sanırım burada suçlanması gereken kişi benim, çünkü tek yaşama fikrinin arkasındaki dahi de benim. Sanırım bu oyuna çok bağlanmadan önce birinin bana tutunması ve beni çekip çıkarması gerçekten hayatımı kurtardı. Ve bu bana pek çok şey kanıtladı. Bunun bana yaşanması ve uyarıyı almaktan memnunum, böylece Ben burada ölüyor.(Ç.N: Oda arkadaşından bahsediyor herhalde.)
Son olarak, bunu açarak, aynı zamanda da beni dinlemek için kendinizi açmanıza teşekkür ederim, Buna rağmen belki bana inanmazsın- Bunu yapmayacaktın, gerçekten bunu yapmamalıydın. Sizin tüm zaman boyuncaki desteğiniz ilerlememi sağladı ve sonunda bunun sayesinde özgürüm.
Tekrar teşekkürler,
Jadusable
*= Anlatım bozukluğu yaptığımın farkındayım fakat hiçbir özel ismi Türkçeye çevirmediğimden böyle kalması gerekti kusura bakmayın.
**= Aşil tendonu, bacağın baldır kaslarının büyük tendonu, ayak bileğinin arkasında topuğa tutunur. Akhilleus'un öyküsünden esinlenerek Aşil tendonu adı verilmiştir.
***= acı-tatlı, yani bazı açılardan iyi bazı açılardan kötü bir etki.
Ç.N: Cp burada bitiyor, fakat videolara ulaşmak için wikia adresini ziyaret edebilirsiniz, aman indirmeye kalkmayın.)