19 Ekim 2020 Pazartesi

Hoodie (The Hooded Man)


Hiç kıyafetinin seni etkilediği oldu mu? Dış görünüşünden dolayı özgüvenli hissetmekten bahsetmiyorum. Hiç bir eşyanın, ya da bir doğrunun, ya da sadece favori tişörtünün sana kontrolü verdiği oldu mu? Hiç en kötü şekilde etkilendin mi? Gerçeği göstererek?
Hikayenin devamı direkt olarak günlük kayıtlardan alındı. Ünlü ama kimliği belirsiz bir katil tarafından yazıldı. Ünlü çünkü yaptıklarını herkes gördü. Kimliği belirsiz çünkü kimse bunları yapanın o olduğunu bilmiyor.
Yaptıklarının başlangıç noktası olağandışı. Sorunlar yok, şeytani bir aile yok, sihir ya da paranomal güçler yok. O, sadece ve sadece kendisi tarafından seçilmiş. Kimliği bilinmiyor. Bundan sonra "Kapüşonlu Adam" olarak adlandırılacak.


3 Nisan, 2004
Son zamanlarda burası gerçekten soğuk. Bir sürü tişörtüm ve kot pantolonum var ama giyecek fazla kalın bir şeyim yok. Bu yüzden bugün bir ceket almaya karar verdim. Yerel bir mağazaya gittim, özel bir yere değil. 
Büyük, siyah bir kapüşonluydu, beyaz bir çizgisi vardı. Bence harika görünüyor. Denediğimde mağazadaki görevli bana yakıştığını söyledi. Kibar olmak için teşekkürler dedim. (karşılıklı nezaket, bulunması çok zor bir şeydir.)

Böylece onu satın aldım. Henüz üzerimden çıkarmadım. Sadece sıcak tuttuğu için değil, ama onun içinde inanılmaz şeyler yaptığımı hayal edebiliyorum. Aynaya baktığımda, sırıtıyorum. Harika hissediyorum. Açıklayamıyorum, ama bunu sevdim. Bunu gerçekten çok sevdim. Başlığımı geçirmek istiyorum. Başlık bir şekilde insanı maskelemeye yarıyor. Yüzü gösterse bile bir şey saklıyor... Bir yerde.
Gerçekten çok geç oldu. Bütün gün harika hissettim, zaman uçup gitti. Yarın daha fazla açıklayacağım.



10 Nisan
Cehennem gibi bir hafta geçirdim. Çok harika hissettim. Koridorlarda önemli biriymişim gibi yürüdüm. Kendini beğenmiş göründüğüme eminim. İşte bu yüzden, Jack bana meydan okudu. Çok sinirliydi. Bir hakareti görmezden gelmeyenler, birinin ailesi hakkında zekice yorumlarla yanıt vermekten daha aşağılayıcıydı. Beni kızdırdı.

Bunu o istedi. Sıkı bir yumruk attı, ve ben durdum. Onunla gerçekten tartıştığım zaman daha çok acı çekti.
Tüm hafta çok iyi hissettim. Özgüvenim modumu yüksek tuttu. Karnını sertçe yumrukladım ve düştüğü zaman tekrar kaldırdım. Çok iyi hissettirdi... Gerçekten çok iyi... Ebeveynleri arıyor.



14 Nisan
Jack hala hastaneden çıkmadı. Onun çok fazla canı yandığını söylediler. Çok kan kaybetmiş, ebeveynleri söyledi. Düşündüm. Her yumruğumun nasıl harika hissettirdiğini... Çatlayan sesiyle attığı her çığlığın...
"Bunu duymak güzel." dedim anlamsızca.

Jack'i umursamıyorum. Ben onun acısına gülümsedim.
Öylece bakıyorum. Aynaya bakıyorum. Her zaman favori kapüşonlumu giyiyorum. Bu... Güç veriyor gibi hissettiriyor. Eğer bunu arkadaşlarıma anlatsaydım bana gülerlerdi. Beni Spiderman ve onun siyah kostümüyle karşılaştırırlardı. Spiderman asıl gücü elinin tersiyle itmiş. Ben asla böyle bir şey yapmayı düşünmüyorum. O benim özgüven kaynağım.


22 Nisan
"Jack daha iyi bir yere  gitti." sözcükler kulaklarımda çınladı.

O öldü. Çok fazla kan kaybetmişti. Onu ziyaret ettiğim gün babası bana sağlık durumu nedeniyle bu kadar kan kaybettiğini söylemişti. Ama annesi bana baktı ve gerçek hikayeyi anlattı. Onu ben öldürmüştüm. Ona vurmanın verdiği rahatlamayı hala hatırlıyorum. Ama onu öldürmeyi hiç istemedim. Ne yaptığım hakkında düşünmeliyim... Değil mi? Böylece duygularım iyileşecek.
Ama düşünecek ne var? Pişmanlık aptalca bir duygu. Pişmanlığa ihtiyacım yok.


24 Nisan
Son günlerde babam benden kaçıyor, annemse beni sevdiğini söylüyor. İkisi de benim sonsuz bir suçluluk duymamı istiyorlar, ama yapmıyorum, daha doğrusu yapamıyorum. İnsanların arasında rol yapabiliyorum, ama gerçek şu ki, üzgün değilim. Spiderman'in hikayesi beni daha fazla düşündürtmeye başladı. Ama neden lanetli ya da ele geçirilmiş bir kapüşonlu benim olsundu ki?
Jack'i tanıyan herkes bana düşmanca bakıyor.

Konuştuğum herkes başka bir sınıfa geçti ya da okul değiştirdi. Öğretmenler bana pek bakmıyorlar, kuralları çiğnesem de üzerime gelmiyorlar.
Bugün tarih öğretmenime kalem fırlattım, omuzuna çarptı. Sadece bir saniye için dondu, ardından ders anlatmaya devam etti. Herkes ya benden nefret edip ölmemi istiyor, ya da benden korkuyor. Sadece buraya yazarken rahat hissediyorum. Yazarken huzur içinde kendim olabiliyorum.



25 Nisan
Beni kışkırttılar. Beni tehdit ettiler. Seçeneğim yoktu. Beni öldürebilirlerdi. Kapüşonum yüzümü korudu. Bıçak bir anda Rob'un elinden benim elime geçti. Bunu istememiştim (yazı burada kesiliyor.)


30 Nisan
5 gün. Sorgulandığım, bir hücrede uyuduğum 5 gün. Sadece kendimi koruyor olduğuma karar verdiler. Annem ve babamın konuştuklarını duyabiliyorum. Gitmemi istiyorlar. Korkuyorlar. Bu ceketin beni kontrol ettiğini veya karakterimi değiştirdiğini düşündüğüm için bir aptaldım. Bu sadece güzel bir ceket. Görünüşünü seviyorum. Havalı hissettiriyor.

Kapüşonu nasıl kaldırdığımı hatırlıyorum. Jack bana meydan okuduğunda. O çocuklar beni öldürmeye çalıştıklarında. Vicdan azabı hissetmiyorum. İlgisiz hissediyorum. Kontroldeyim. Nihayet deliliğin farkına vardım. Onları öldürmek istedim. Hepsini. Sadece küçük bir ittirmeye, dövüşmek için güvene ihtiyacım vardı. Artık buna sahibim. Annem ve babam beni sinirlendiriyor. Herkes beni sinirlendiriyor.







Ç/N : bu uzun ara için özür dilerim.*-* Hoodie reis ile başlamak istedim. aşırı iyi bir pasta olmasa da sonu gerçekçiydi sanırım.

6 yorum:

Yorum yaparken kaba veya küfürlü bir dil kullanmaktan çekinirseniz sevinirim ^^