22 Ekim 2020 Perşembe

H.H. Holmes

Dr. Henry Howard Holmes lakabıyla tanınan Herman Webster Mudgett Zihninde kurduğu cinayetleri işlemek için özel bir otel inşa ettirmiştir. 

Kayıtlara geçen ilk Amerikalı seri katildir. Yaklaşık 200 insan öldürdüğü tahmin edilmektedir.

Holmes zor bir çocukluk geçirmiştir. Dindar Metodist annesi ve şiddete eğilimli alkolik babası bir yana, okulundaki zorba çocuklar, mahalle doktorundan korktuğunu öğrendiklerinde, onu insan iskeletine dokunmaya zorlamıştır. Zorbaların bu baskısı, onu ölüme meraklı bir çocuk haline getirmiştir. Mudgett Temmuz 1884'te sınavlarını geçerek Michigan Üniversitesi Tıp fakültesinden mezun olmuştur. Okula kayıtlı bir öğrenciyken laboratuvardan cesetler çalmış, çaldığı bu cesetlerin biçimlerini bozmuş ve bu cesetlerin kaza eseri öldüğünü söyleyerek sigorta paralarını toplamıştır. İlaç endüstrisinde kariyerini ilerletmek için Şikago'ya taşınır. Şikago'da iş bulduğu bir eczanenin kısa zamanda sahibi olmuştur. Eczanenin sahibi bir süre sonra esrarengiz bir şekilde ortadan kaybolduğunda Holmes, insanlara onun Kaliforniya'da yaşamaya gittiğini söylemiştir.

Sonrasında Holmes, eczanesinin karşısına, çevredekilerin ''Kale'' diyeceği üç katlı binayı inşa edeceği arsayı satın almıştır. Bu bina 1893 yılında Dünya Fuarı ziyaretçilerinin kullanması için bir otel olarak açılmıştır. Kalenin en alt katı Homles'ın eczane ve diğer mağazaları için kullanılmıştır. Diğer üst katlarda ise kişisel ofisinin yanı sıra, antreleri tuğla duvarlara açılan 100'den fazla penceresiz oda ile dolu bir labirent, tuhaf şekilli koridorlar, hiçbir yere çıkmayan merdivenler, sadece dışarıdan açılabilen kapılar ve diğer bir takım ilginç dolambaçlı yapılar vardır. Holmes inşa esnasında inşaat ustalarını değiştirmesi sebebiyle kalenin tasarımını yalnızca kendisi bilmektedir. Yapının inşası esnasında Holmes geçmişinde yasaları çiğnemiş Benjamin Pitezel isimli bir marangoz ile tanışır. Holmes bu marangozu daha sonra cinayetlerinde bir alet olarak kullanacaktır.


Otelin tamamlanmasından sonra, Holmes kurbanlarını daha çok kadın çalışanları, sevgilileri ve otel misafirleri arasından seçmiştir. Onlara işkence edip öldürmüştür.Bazılarını ses geçirmeyen ve gaz borularıyla donatılmış odalara kilitlemiş ve böylelikle onları istediği zaman oksijensiz bırakabilmiştir. Bazılarını ofisinin hemen yanındaki ses geçirmeyen devasa kasa odasına kilitlemiş ve orada havasızlıktan ölmelerini sağlamıştır. Kurbanların bedenleri gizli bir oluktan bodrum katına düşmüştür. Cesetler burada titizlikle parçalanmış, etleri kemikten ayrılmış, el yapımı iskeletler yapılmış ve daha sonra bu iskeletler tıp okullarına satılmıştır. Holmes ayrıca bazı cesetleri yakmış veya onları kireç kuyusuna dökerek yok etmiştir. Holmes burada iki büyük fırın ile birlikte, asit kuyuları, farklı zehir şişeleri ve esnetme raflarına sahiptir. Tıp okulunda edindiği bağlantılar sayesinde iskeletleri ve organları kolaylıkla satmıştır.


7 Mayıs 1896'da, Holmes Moyamensing hapishanesinde asılarak idam edilmiştir. Holmes ölünceye kadar sakin ve yumuşak başlı davranmış, çok az korku ve depresyon belirtisi göstermiştir. Holmes'in boynu hemen kırılmamış, aksine idam sehpası itildikten sonra çok yavaş bir şekilde 20 dakika içerisinde ölmüştür.





6 yorum:

Yorum yaparken kaba veya küfürlü bir dil kullanmaktan çekinirseniz sevinirim ^^