8 Ekim 2019 Salı

Öğleden sonra 4.15

Saat öğlen sonra 4.15 evde öylece geziniyorsun. Belki okuldan belki de işten yeni döndün ya da sadece vakit öldürüyorsun. Birden odanda bir yerlere koyduğun bir şeyi anımsadın. İçeri girdiğinde o korkunç görüntü seni karşılıyor. Kalbinin teklediğini hissediyorsun. Yaşadığın şok, görüşünü bulanıklaştırıyor. Odanın uzak köşesinde, giysi dolabında ya da yatağının altında gecelerini ele geçiren, gördüğün en kötü kabusların başrolü ya da geçirdiğin bir uyku felci sırasında, yatağının hemen yanında sabırla son nefesini vermeni bekleyen o yaratığı görüyorsun. Bir insana benzemiyor ama sana baktığından ve ne kadar yalnız ve umutsuz olduğunu kavramana yetecek olan, hayatının son dakikalarını saydığından eminsin. Henüz hayatın bir film şeridi gibi gözlerinin önünden geçemeden acıyı hissediyorsun. Derinin yavaşça soyulduğunu, tüm kemiklerinin kırıldığını hissediyorsun. Sana o kadar yakın ki, seni yavaşça öldüren şeyi, en beter korkularının somut halini en küçük ayrıntısına kadar görebiliyorsun. O an gerçekten ölmek istiyorsun fakat ölemiyorsun. Olabildiğince fazla acı çekmeni istiyor ama belki de fiziksel acının artık senin üzerinde bir etkisi kalmadı.

Saat öğlen sonra 4.15 evde öylece geziniyorsun. Belki okuldan belki de işten yeni döndün ya da sadece vakit öldürüyorsun. Birden odanda bir yerlere koyduğun bir şeyi anımsadın. İçeri girdiğinde aynadaki yansıman dikkatini çekiyor. Aynadaki insan cansız görünüyor. Yavaşça bir bıçak çıkarırken sana doğru bakıyor. O an gelecek bir saldırıya ya da öldürülmeye hazırlanıyorsun. Ama bunun yerine aynadaki sen, sana bakarak bıçakla, bir kulağından diğer kulağına uzanan, sivri keskin dişlerini açığa çıkaran bir gülümseme çiziyor. Bu manzara karşısında donakalıyorsun. Bu sensin fakat bu senin asla görmek istemediğin bir halin, bu senin distopik* bir evrendeki halin.

Senin yaşadığın gerçeklikte saat öğlen sonra 4.15 evde öylece geziniyorsun. Belki okuldan belki de işten yeni döndün ya da sadece vakit öldürüyorsun. Birden odanda bir yerlere koyduğun bir şeyi anımsadın. İçeri girdiğinde aslında neden odana geldiğini hatırlamadığını fark ediyorsun ya da ne aradığını, ve bunu boş verip sadece güne kaldığın yerden devam ediyorsun.
Bunun nedenini hiç merak ettin mi?

*Gelecekte olabilecek olumsuz toplumları tanımlamak için kullanılan ‘distopya’ kelimesinin kökeni eski Yunancaya dayanır. “Anti-ütopya” diye de adlandırabileceğimiz distopyayı oluşturan ‘dis’ ve ‘topya’ hecelerinin kökü eski Yunancada ‘kötü’ ve ‘yer’ olarak yer alır.



Merhaba! Aranıza yeni katıldım, çeviri pastalar ile burada olacağım. İstek ve şikayetlenizi lütfen bildirin :) - harpy

13 yorum:

  1. güzel ve felsefik bir pasta beyendim ve aramıza hoş geldin

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim, beğenmene sevindim :)

      Sil
  2. Güzel, felsefe dışında psikoloji biliminden de yararlanılmış. Çevirilerinizin devamını dilerim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim :)

      Sil
    2. Hey sarazgat sophrem 3 nerde kaldı merakla bekliyoruz

      Sil
  3. Bunu okuduğumda saat 16:13'dü okuldan gelmiştim telefonu falan bi yere koydum odama gittim veee napçamı unuttum .d sonra bari saate bakem dedim baktım veeeee saat 16:15'diii omen tonrem sonra aynaya baktım veeeee hiç bı pok olmadı ühühühü ve ellerine sağlık çoksel çevirmişsin :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Senin adına sevindim :D Teşekkür ederimmm

      Sil
  4. Vaay yeni pasta beğendim

    YanıtlaSil
  5. sonunda tekrar toplandık yoldaşlarım ama sizin açınızdan biraz geç oldu çünkü artık taht veya çoklu evren için eylemlerde bulunmaya son verdim artık sonuçlarını biliyorum beni sadakat için değil korku için dinleyen bir varoluş bu yüzden yeni bir zaman çizelgesinin sonuçları öğrenmeye karar verdim ırkımın var olması kaynak tüketimi için tehlikeli bu yüzden onları yok etmiştim ama ya var olsalardı... besin zincirinin en tepesindeyiz yani geriye kalan canlılıkda bizim için kaynak yerine geçebilir yani bu şu demek oluyor üzgünüm ama artık düşmanız belli bir kısımı öldürdükten sonra sizide yemek listesine eklersek sorun ortadan kalkar ve onlar bunu hak ediyor çünkü beni korku için değil zorunda oldukları içinde değil onlardan biri olduğum içinde değil tamamen sadakat ve minnettarlık için dinlicekler bu yüzden canlılar ve hatta aykırılardan bile daha çok var olmayı hak ediyorlar

    YanıtlaSil
  6. ve size son sözüm yok oluşunuz bir amaca hizmet edeceği için sevinmelisiniz 7:) ve sakın yoluma çıkmayın x(

    YanıtlaSil

Yorum yaparken kaba veya küfürlü bir dil kullanmaktan çekinirseniz sevinirim ^^