23 Mayıs 2019 Perşembe

He Comes (ZALGO)

Mesajın uzunluğunu bağışlayın. Bu bir bilgisayara ulaşabildiğim ilk ve muhtemelen son kez, bu yüzden hala yapabilirken her şeyi yazmanın ve bilmesi gereken kişilere ulaştırmanın iyi olacağını düşündüm. Kasabadan ayrılıyorum, nereye gittiğimi bilmiyorum, sadece gidebildiğim kadar uzağa gidiyorum.

Tamam, bazılarınızın bildiği gibi, bir yıl önce bir kredi aldım ve kendi oto mağazamı açtım. İşler gayet iyi gidiyordu, şikayet edemem. Ve kasabada çoktan kurulmuş bir çok yer varken özel olarak bana gelen müşterilerime minnettarım.
Her şey iyiyken, bir kaç ay önce arkadaşım Neil'ı işe aldım. O çok sıkı çalışıyor ve tam da tahmin ettiğim gibi, işlere epey yardımcı oluyordu.

Pekala, geçen ay bir gün hamile olan karım Rebecca ile bir hamilelik eğitim dersine gitmem gerekiyordu ve bu yüzden mağazayı sabah ve öğlen Neil'a emanet ettim. Sanırım o gün her şeyin başladığı gündü, çünkü döndüğümde, o sersemlemiş görünüyordu ve siyah bir yağ ile kaplanmıştı. Yüzüne bile bulaşmıştı yağ, sanki içmeye falan çalışmış gibi. Eve gitmesini ve kendisini temizlemesini, şu an zaten müşterinin olmadığını ve biri gelirse de benim ilgilenebileceğimi söyledim.

45 dakika sonra geri geldi ama hala normalden çok daha sessizdi. Her zamanki gibi sıkı çalıştı, ama bir şeyler tuhaf görünüyordu. Ona ben yokken bir şey olup olmadığını sordum ve başını iki yana salladı. Kaç müşterinin geldiğini sorduğumda ise anlaşılmaz bir şey mırıldandı. Dediğini anlamadığımdan, tekrar etmesini rica ettim. Bana döndü ve baktı ve yemin edebilirim ki, gözleri bir an için tamamen siyahtı, iris ve sklerası yoktu, sadece siyahlık vardı. Adımlarımı geriye doğru attım ve bir rafa çarptım, her şey yere serildi. Ona geri döndüğümdeyse hala bana bakıyordu ama az önceki gibi bir nefret ifadesi yoktu, sadece biraz... İlgisiz görünüyordu.

"Sadece birkaç tane," sorumu cevapladı.
"Bir kadın, sonra dövmeli, motorcu bir çocuk." İçlerinden birinin yağ değişimi istediğini ve onun yağı o sırada her yerine bulaştırdığını tahmin ettim, bu yüzden herhangi bir sorun yaşayıp yaşamadığını sordum. Basitçe omuz silkti.
O gittiğinde garajı inceledim, hiçbir yerde yağ izi yoktu. Yani her ne olduysa, sadece kendine olmuştu ve mucizevi bir şekilde hiçbir yere bulaşmamıştı. Ama o bu konuda konuşmak için isteksiz görünüyordu, ben de baskı yapmadım ve gün boyunca çalıştık. Hala biraz tuhaf ve sessiz olması dışında o gün ve diğer gün normaldi. Ben dükkana bakarken ona öğlen yemeği için ikimize bir şeyler almak ister mi diye sordum. "Elbette," dedi.

Geri döndüğünde ben bir müşteriyle ilgileniyordum, bu yüzden bana aldıklarını tezgaha bıraktı ve kendininkileri yemek için gitti. Müşteriyle işim bittiğinde arabasını bir geceliğine burada tutmaya karar vermiştik. Böylece neden bozulduğunu anlayabilecektik. Neil’dan kadını eve bırakmasını istedikten sonra yemeğimi elime aldım. Bana biraz çin yemeği ve buzlu çay almıştı. Tuhaf şeyi gördüğümde yemeğime soya sosunu dökmek üzereydim. Soya sosu... Bir şekilde yaşayan bir şey gibiydi. Kızarmış pirinçin içine dökülmesiyle birlikte, düzinelerce kıvrılan siyah kurtçuğa dönüştü. O sırada oldukça açtım, fakat çok iğrenmiştim. Yemeği ve buzlu çayı çöpe doğru fırlattım ve yemek yemek için eve dönüp kendi ellerimle bir şey hazırlayana kadar beklemeye karar verdim. Hiç bu kadar iğrenç bir şey görmemiştim ve Neil’a yemeğinde benzer bir şey görüp görmediğini sormaya da çekiniyordum. Son zamanlarda soğuk ve mesafeli davrandığı için, bunu söylediğimde bana bir Looney Tunes’muşum* gibi bakacağından emindim, yani sadece sustum.
O Cuma günü, her zaman bir şeyler içmek ve yerel müzik gruplarını dinlemek için gittiğimiz, eski bir bara gittik, ve Neil yine tüm hafta boyunca olduğu gibi sessiz ve mesafeliydi. Kötü görünüşlü  bir adam değildi, ama kimseyle konuşmak için istekli de görünmüyordu. Bir kadın onun oturduğu yere gelip onunla konuşmaya başladı, gecenin sonunda mekandan birlikte çıktılar. Pazartesi sabahı ona hafta sonunun nasıl geçtiğini sorarak buzları eritmeye çalıştım, kafasını sallayıp “İyi,” diye homurdandı. Ona onun yanında gördüğüm o genç kadın konusunda şanslı olduğunu söyledim. Çok hafifçe sırıttı, ki bu muhtemelen bütün hafta boyunca onun yüzünde görebileceğim tek sırıtmaydı.
“İyi gitti,” dedi. Ona detayları anlatması için baskı yapmadım. İsteseydi anlatacağını biliyordum; ve o küçük sırıtış benim endişelerimi yok etmeye ve yakında onun tamamen eski gibi olacağını düşünmem için bir umut vermeye yeterli olmuştu.
O gün saat 3’e kadar aşırı yoğunduk, sonrasında ise sonunda ofiste oturup sıradaki müşteriyi beklerlerken radyo dinlemek için boş bir anım oldu. İşte oradaydım, arkama yaslanmış ve bacaklarımı masama uzatmıştım. Döndüm ve kafamın tam arkasındaki, kesilmiş kupürler yapıştırılmış olan ilan panoma baktım. En az yüz kere okuduğum birkaç pazar çizgi romanı şeridi vardı... Ama o gün, bir şey farklıydı. İlk pano normaldi, ama sonrakinde çerçevenin köşelerinden çıkan siyah kurtçuklar, çizgi roman karakterlerinin arasında sürünüyordu. Kulaklarından ve gözlerinden, hatta bazılarının burnundan kan akıyordu ve her bir karakterin konuşma balonunda, “O GELİR!” yazıyordu. Bir süre şaşkınlık içinde baktım, sonra fark ettim ki kurtçuklar hiç olmadıkları kadar yavaş hareket ediyorlardı ve sonra karakterlerin kafaları yavaşça bana doğru döndü. Kendimi ilan panosundan uzaklaştırıp iskemleden kaydım ve yere düştüm. Garajdan çıktım ve Neil’a bağırdım, bunları gören tek kişi ben olamazdım! Ve sürpriz olarak, o gitmişti...
Tereddütle tekrar içeri geri gittim ve etrafa göz attım. Çizgi romanlar hala duruyorlardı fakat karakterler artık hareket ediyor gibi görünmüyorlardı. Çizgi roman yapraklarından birini panodan çekip incelemeye başladım. Fakat kurtçuklar hala oradaydı ve daha önceki hızlarının üç katıyla parmaklarıma doğru ilerlemeye başlamışlardı. Elimi silkeleyerek onlardan kurtuldum. Bu şeylerin elime dokunmasına izin vermem hiç de iyi olmazdı.

Tabiki tüm panoyu söküp aşağı indirdim ve küçük bir çöplüğün arka tarafında yaktım, bir daha da asla bundan bahsetmedim.
O gece eve gittim. Karım yataktaydı ve çoktan uykuya dalmıştı. Aklım çok karışıktı ve yemek yemek için bile efor sarf edemedim. Endişelerimi paylaşabileceğim kimse yoktu. Yattım ve rahatsız bir uykuya daldım, ve uyumaktan vazgeçene kadar her saat başı başka bir kâbus görüp durdum.

O Cuma yine bara gittim, karım hamile olduğu için içemiyor olsa da, Neil artık takılınacak eğlenceli biri değildi, ve diğer arkadaşlarıma da ulaşamıyordum. Sadece biraz çakır keyif olup daha iyi hissetmeye ihtiyacım vardı. Birkaç bira devirdikten sonra, beklediğimden daha sarhoş olduğumu fark edip kendimi dinlenme odasına attım ve yüzüme biraz su vurmak için lavaboya uzandım. İşte tam o
sırada, musluğun içinden kulak tırmalayan bir ses yükseldi. Kumaş bir çarşaf, yerde sürükleniyormuş gibi. Sanki şimdiye kadar duyduğum en uzun soluk veriş gibiydi, taa ki ben, o ünlü harflerin arasındaki gizlenmiş kelimeleri fark edene kadar. “O geliiiiiiir!”


Porselende çatlaklar belirdi, su akan yerin çevresinden yavaşça ilerledi. En azından, başında çatlak gibi görünüyorlardı... Fakat birkaç saniye sonra fark ettim ki, onlar o hafta daha önce gördüğüm, çizgi romanlarımın üstünde dolaşan kurtçukların aynılarıydı... Boylu boyunca, yavaşça ilerliyorlardı.
Adımlarımı lavabo kapısından geriye doğru atmaya başladım, o esnada birinin göğsüne çarptım. Arkamı döndüm ve yaklaşık 2 metre uzunluğunda, elleri ve kafası hariç teninin her yeri dövmelerle
kaplanmış, tamamen simsiyah gözleriyle bana bakan bir bisiklet sürücüsüyle göz göze geldim. Delici bakışları ben hızla bara geri dönerken de beni takip etti. Bir rüyanın içinde gibi hissediyordum, hayatın için koştuğun her an, aslında bir bataklığın içinde koşuyormuşsun gibi hissettiren bir rüya.

Odaya girdiğim an fark ettim ki, o bisiklet sürücüsü bana bakan tek kişi değildi. Her çift göz bana
odaklanmıştı ve bu gözlerin yarısından fazlası, kusursuzca siyahtı. İris ya da skleraları yoktu.
Birkaç dudak kıpırdadı, ve pikaptan gelen müzikten dolayı seslerini tam olarak duyamasam da, ne dediklerini kolayca tahmin edebildim. “O gelir!” Diyorlardı.

O gece hiç uyumadım.
Son bir kaç haftadır hiç uyumuyordum ve aslında son zamanlarda benimle konuşan herkes bunu tahmin edebilirdi. O iki siyah gözün bana baktığını görüp duruyordum. Kiminle konuşsam o kişinin bana dönüp ruhumun içine inecek kadar derin bir şekilde, dik dik bakarak o kelimeleri fısıldayacağından korkuyordum. Ne zaman bir lavabonun yanına gelsem ya da yemek yemek için ağzımı açsam, o siyah iğrenç kurtçukların üzerimde kıvrılıp durduğunu görmekten korkuyordum. Karım bile son zamanlarda soğuk ve mesafeli görünüyordu.


Sonra bu akşam işten eve arabayla dönerken, ve kaza yapmamak için gözlerimi açık tutmaya çalışırken, cep telefonum çaldı ve arayan karım Rebecca’ydı. Bebeğimizi doğurmak üzere, hastaneye doğru yoldaydı ve iki haftadır ilk kez ben kesinlikle mutluydum!

Oraya geldiğimde kasılmalarını izleme amaçlı bir monitöre bağlanmıştı. İçeri girdiğimi zorlukla fark
etti, ama yanına oturup ellerini ellerimin arasına aldığımda ürkmedi. Onunla konuşmaya çalıştım ama tepkisizdi. O kadar yorgundum ki, hemşire yarım saat sonra gelip karımı doğum odasına götürene kadar uykuya daldığımı fark etmedim bile. Geldiğinde önlüğümü giydim ve saç bonemi takıp onunla birlikte içeri girdim. Karımın elini tutup ona yapması gerekenleri söylemeye başladım, bize önceden eğitimini verdikleri gibi.

Bu ana hazırlanmıştım, elimi böylesine güçlü sıkmasına da, ama karnındaki hareketlenmeyi gördüğümde beynim sarsılmaya başladı. Doktor, bebeğin başının çıktığını ve Rebecca’ya tekrar ıkınmasını söyledi. Doktorun söylediklerini tekrarladım ve o bana doğru tarif bile edemeyeceğim bir sesle çığlık attı. Aşağı, ona baktım.
Bana o bisiklet sürücüsünün gözlerinin aynıları ile bakıyordu. Neil’da haftalar öncesinde gördüğümü sandığım gözlerin aynıları.
Elimi çekmeye çalıştım ama sıkıca kavramaya devam etti.
Katran siyahı kan doktorun önlüğüne sıçradı ama doktor pek oralı olmadı. Tekrar Rebecca’nın karnına baktığımda, siyah damarlar tüm karnını sarmıştı. Bana bakmaya devam etti, ve artık çığlık
atmıyordu, sadece sırıtıyordu... O obsidiyen gözler içime sıkıntı veriyordu.

“Kaosun yöneticisini çağırmak için,” rahatsız edici bir sesle fısıldadı.
“Duvarın arkasında bekleyeni,” diye devam etti doktor sözlere. Çocuğa, benim çocuğuma bakarak. Sessizce yatıyordu ve doktor kanlı elleriyle onu bir beşik gibi sallıyordu. Yukarı baktı ve bebeği havaya kaldırdı, ve bebek zifiri siyah bir sıvıyla kaplanmaya başladı, bir kaç hafta önce Neil’ı kaplayan sıvı gibi. Ağlamıyordu, ama yaşıyordu, ve yukarı kaldırıldığında hareket etti. Gözleri açıldığında simsiyahtı, tıpkı karımın gözleri gibi. Tıpkı doktorun gözleri gibi. Hep birlikte, uyum içinde onun adını söylediler.
Zalgo!”

Elimi karımın kelepçe gibi kavrayan elinden kurtardım ve hızla dışarı, hemşirelerin geçtiği koridora çıktım. Korkuyla tekrar odadan içeri baktığımda, benim ayakta durduğum yerin tam karşısında, doktor ve yeni doğmuş bebeğime doğru sürünen küçük siyah kurtçukları gördüm. Arkama dönüp koridor boyunca, asansöre kadar koştum ve parmaklarımla hızla  asansör düğmelerine bastım. Arkama baktığımda kurtçuklar koridora gelmişlerdi ve kimse bunun farkında görünmüyordu, taa ki ayaklarından bacaklarına doğru sürünmeye başlayana kadar. Bu noktada hepsi aniden durdu ve bana dönüp o aynı, obsidiyen gözlerle baktı.

Asansörden umudumu kesip panikle merdivenlere yöneldim. Aşağıdaki lobiye kadar 15 katı koşarak indim, park alanına kadar neredeyse uçtum ve arabama atlayıp kullanmaya başladım. Hangi cehenneme gittiğimi bilmiyordum, sadece bu lânet olası yerden uzaklaşmam gerekiyordu. Deliriyor muydum bilmiyordum, aslında biraz öyle görünüyordu, ama sadece, artık tanıdığım kimsenin etrafında olamazdım. Hepsinin gözleri aynıydı ve hepsi aynı ölü bakışlarla bana bakıyorlardı, kendi çocuğum bile... Oh tanrım, benim bebeğim bile.

Yanımdan geçen arabalarda hala aynı gözleri görüyordum, ve tuhaf bir tesadüf eseri, geçen cuma gecesi barda gördüğüm bisiklet sürücüsü, beni hastaneden bir saat uzaklıkta yaklaşık iki mil kadar takip etti. Dönüp bana baktı, sırıtarak. Güneş gözlükleri yüzünden bu kez gözlerini göremesem de aynı adam olduğunu biliyordum. Dövmeleri kendi özgür iradeleriyle hareket ediyor gibiydi, sağ kol kasının üzerindeki yanan kafatası, göz çukurlarından kanamaya başladı.

Frenlere basabildiğim kadar bastım, sola döndüğümde bir U dönüşü yapıp beni uçarcasına bir hızla geçmesine izin verdim. Sanırım onu kaybettim, bu yaklaşık bir saat önceydi.
Şimdi kasabaya 3 saat uzaklıkta, ilk kez wifi bulduğum bir moteldeyim. Ve yorgunum, ve titriyorum, ve ellerimde karımın tırnaklarıyla yaptığı çizikler kaşınıyor. Gerçekten ne yapacağımı ya da kime gitmem gerektiğini bilmiyorum. Bu hikaye çılgınca gelecek ve muhtemelen bir bakım evine yatırılacağım, ki bunun benim için en iyi şey olup olmayacağından emin değilim, ama artık o gözlerin içine bakmaya katlanamıyorum. Ne zaman yeni birini görsem ve bana baksa paniklemeye başlıyorum, çünkü biliyorum ki... Sadece biliyorum ki o, dışarıda beni arıyor, her neyse.

Ve yatıp uykuya dalmaya başladığımda bile, o sözcükleri duyuyorum...

O gelir.


Ç.N:
çoook önceden çevirmemi istemiştiniz sanırım.
bu yaz sizi güzel çeviriler bekliyor. çevirmemi istediğiniz pastaları fulyamanioglu2000@gmail.com adresine gönderebilirsiniz. korkunç kalın :3

149 yorum:

  1. Bunun altına Zalgonun yorumunu bekliyorum

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Zalgo tam olarak nerde belli deil bende yerini saptayamiyorum buyuk ihtimalle evrensel geçiş yapiyordur çünkü evrensel geçiş yaparken trilyonlarca parçaya bölünüp butun olmaktan çıkarız buda bulunmamızı zorlaştırır

      Sil
    2. umarım döndüğünde dedikodusunu yaptığımızı düşünüp sinirlenmez *-*

      Sil
    3. Merak etme niyetin kötü veya bana karşı gelmek olmadığı sürece sinerlenmeme gerek yok

      Sil
    4. Bu yorum yazar tarafından silindi.

      Sil
  2. Beğendim hikayesini ve noktalama işaretlerine kadar iyiydi
    Adamin karisi ve yeni dogmus bebegi ile olan durumunun boyle olmus olmasi üzücü :(
    Final keşke kaçmakla değil de mutlu bitseydi

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. hayal böyle işte xD

      Sil
    2. Benim olduğum bir son nadiren mutlu son olur

      Sil
    3. Blogu sal artık amk ergeni

      Sil
    4. çok kabasın dostum :(

      Sil
    5. sen hayatı sal gereksiz yaşam formu beni hakaret etmeye kışkırtma

      Sil
  3. Gözlerim yaraşardı ya siteye bak sen her gün atiliyoryor ayrıca cp çok güzel eline sağlık

    YanıtlaSil
  4. Beklenen gün sonunda geldi ölüler diyarından çıkmam artık hiç bir şey eskisi gibi olmicak uyumsuz isyankarlar sizin kıyametiniz artık başladı ve hiçbir şey buna engel olamaz çünkü artık aranızdayım

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bizden korkmanızı istemiyoruz zaten bize boyun eğip iteat etmenizi istiyoruz

      Sil
    2. boyun eğmekmi bundan neden haberim yoktu lord darkness

      Sil
    3. gerçek manasında değil boyun eğmek derken iteat etmektek kurallarının dışına çıkmamaktan bahsediyor

      Sil
    4. Bu hayatı sizin kurallarınıza göre asla yaşamam

      Sil
    5. o zaman ölürsün bu yüzden bu uğurda vericeğimiz savaşta sakın yanlış tarafta olma yolumuza çıkıp aykırılara hak ettikleri özgürlüğü vermemize kimse engel olamaz

      Sil
    6. Siz yüzyıllardan beri Dünya'ya hala tam olarak gelemezken size engel olan biri olmadığını nasıl düşünebilirsin?

      Sil
    7. Dünyaya gelememizin sebebi siz diğilsiniz dünya garip bir gezegen bir şekilde bizim için risk oluşturuyor ama bunun sebebi siz değilsiniz

      Sil
    8. Riski ben oluşturmuyorum. Ben riski oluşturan kişinin adına çalışıyorum. O yüzden kendi efendime ihanet edip asla önünüzde dik çökmeyeceğim.

      Sil
    9. fiziksel olarak dik çökmen mümkün değil zaten diz çökmeye gelince bunu tüm bunların başında çoklu evrendeki her canlı söylüyordu ama şimdi burdayız dünyayı özel kılan ne henüz bilmiyoruz ama öğrendiğimizde aşmanın bir yolunu bulucaz ve o zaman bu konuşmayı başka şartlar altında tekrarlıyor olucaz hiç merak etme ayrıca şu senin efendin kim ve neden bu kadar süredir saklanıyor

      Sil
    10. Benim efendim saklanmıyor. Belki de onu siz göremiyorsunuzdur. Sonuçta Dünyada bir söz vardır insanlar göremedikleri şeylere genelde inanmamayı seçerler.

      Sil
    11. ben buna katılmıyorum sonuçta az bir kitle haricinde neredeyse her insan göremediği bir ilaha tapıyor yapmamaları gerektiğini söylemiyorum ama senin şu söz insanlığın geneli için yanlış

      Sil
    12. Sonuçta senin dediğin doğru olsun veya olmasın benim efendim saklanmıyor. Hatta bence Dünyaya gelmemelisiniz. Çünkü geldiğiniz an efendim sizi buna pişman edecek

      Sil
    13. Senin efendin kim ve kendine bu kadar güvenmesinin sebebi nedir

      Sil
    14. Kusura bakmayın ancak siz efendimi bulamazsınız bu yüzden size efendimi açıklamak gibi bir delilikte bulunmayacağım. Kendine güvenme sebebi ise sadece kendisi ve yardımcıları. Emin olun uzun süredir Dünya'yı koruyor ve korumaya devam edecek

      Sil
    15. Bak düşündüğünün aksine biz kötü kişilikler değiliz sadece amacımıza karşı tehtid olup olmadığını bilmek istiyorum o kadar dünyayı koruyor diye ona savaş açıcak değilim

      Sil
    16. Canlılar yıllarca aykırıların haklarını ellerinden aldılar sözde anlaşmaya göre iki ırk hiç karşılaşmicak ve barış sağlanıcaktı o dönemin liderleri bunu adil bulup kabul etti yıllarca gölgelerde saklanmaya mahkum edildik ben ve emrimdeki aykırıların amacı bu hakkı onlara geri vermek ne pahasına olursa olsun

      Sil
    17. Anlaşmayı bozmak bütün sistemi mahveder. Eğer bunu yaparsanız milyonlarca insan hayatını kaybeder

      Sil
    18. Anlaşma adil şartlara sahip değil ve çoğu canlı öyle olmamamıza ramen bizim kötü olduğumuzu sanıyor bize canavar gözüyle bakıyorlar bu yüzden yenisini yapıcaklarını sanmıyorum geriye kalan tek çözümde uygun düzeni kendim sağlamaktı amacım savaş yada katliam çıkarmak değil bunu sadece mecbur kalırsam yapıyorum benim düzenimde aykırılar için de canlılar içinde daha az sorun üretiyor bundan önce birbirimizden çaldığımızın farkındamısınız sizin düzeniniz bizi yok ediyordu ben sadece bunu engelledim ve anlicağın üzere bu konuda epey ilerleme kaydettim

      Sil
    19. Bütün bu çabaların bir hiçe dönüşmesini istemiyorum bazı kuralların katı olmasının nedenide bu daha önce isyan birliği bize karşı gelmişti işimizi oldukça yavaşlatmışlardı şu an yok edildiler ve birlikleri dağıldı ama tekrar aynı şeyin yaşanmasını istemiyorum umarım beni anlamışsındır bu boyutun kaynakları hızla tükeniyor ben tüketilen kaynakları yerine koyabilirim ama canlılar işbirliği yapmazsa bufa yeterli olmicak umarım dünya gezegeni ve senin şu efendin iş birliğine yanaşır yoksa gereğini yapmak zorunda kalıcam

      Sil
    20. Peki siz Dünya'ya gelirseniz neler olacak?

      Sil
    21. İş birliği yaparsanız canlıların durumunu kontrol edip kalan kaynak miktarına göre fark edilmicek miktarda ekleme yapıp gidicez tıpkı yaşam olan tüm gezegenlere yaptığımız gibi biz savaş istemiyoruz Rose savaşın başlamasının sebebi gerekli olmasıydı

      Sil
    22. Size inanmak için herhangi bir sebebim yok. Ancak bunun üzerine araştırmalar yapacağım

      Sil
    23. İstediğini yap dünyaya gelmek için yalanlara ihtiyacım olsaysdı çoklu evreni fethetmezdim zaten sen istesende istemesende ben dünyaya gelicem buna engel olmaya kalkarsan senin zararına olur

      Sil
    24. bence bu kadar endişelenmeni gerektiren bir sebep yok zaten yok ediceksek neden fethetmek için bu kadar uğraşalım ki niyetimiz bu olsaydı en başta yapardık

      Sil
    25. bakın lordum söylediklerinizi yaparsanız minettar olurum bildiğiniz gibi ben evrim geçirmiş bir insanım her ne kadar buyruğunuz altında olsamda insanlar için her şeyi yaparım

      Sil
    26. Merak etme ben yaşadığım sürece insanlar dahil hiçbir ırkın soyu kolay kolay tükenmez buna izin vermem

      Sil
  5. Hikâyemin devamı varsa çevirmene gerçekten çok sevinirim

    YanıtlaSil
  6. ooo komutan zalgonun doğuşu çıkçası çok merak ediyordum

    YanıtlaSil
  7. Cidden zalgonun nasıl doğduğunu bilmiyormuydunuz sorsaydınız söylerdim :) ayrıca zalgo yanlışsa duzelt kurtcuklar askerlerinin larvası diye biliyorum

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. larva kurtçuk demek zaten?:D
      asker gibi bir kelime de geçmiyordu açıkçası. ve zalgo’nun türkçe çevirisi olmadığından çoğu kişinin bilmemesi gayet normal

      Sil
    2. Yanlış anladın şuanki askerlerin büyümemiş hali hani şu sentinal denenler varya bide kimseye laf etmedim bilmemeleri çok normal kimseyi aşşağılamak ne kadar kutsal bir ruh olsamda benim hadime deil yanlış anlaşıldıysamda herkesden özür dilerim

      Sil
    3. Bide zalgo sadece cp de bulunan bir varlık deil çizgi romanlarda bile geçmişliği var yani burda asker diye bir kelime olmaya bilir ;):):):)

      Sil
    4. ben hikâyede ne varsa onu çevirdim, sen çizgi romanı okuduysan ve bir ekleme yapmak istiyorsan daha düzgün bir şekilde yapmalısın.

      Sil
    5. Ben zaten sana bir şey demedim çevirine de sadece zalgoya bir soru sordum bundan ibaret zaten senin çevirilerini beğeniyorum

      Sil
    6. benim çevirdiğim zalgo pastasına yorum olarak ““zalgonun nasıl doğduğunu bilmiyormuydunuz sorsaydınız söylerdim :)” deyince ben de üstüme alınıp cevap verdim, kusura bakma

      Sil
    7. eyer bu konu tartışmaya neden olduysa sizden özür dilemek istiyorum bu konuyu aha önce dile getirmedim çünkü soran olmadı anlatmam gerekirdi sorduğun soruya gelirsek hayır değiller sentinaller mistik canlılardır boyutlar arasındaki boşlukta yaşarlar(boyutlar arası evrende)kurtcuklarsa o zamanda vücudum yeterince gelişmediği için(henüz yeni doğduğum için)korunmak maksatıyla aldığım bir önlem ikisi arasından farklar var ve bana yer veren bir çizgi roman olduğunu bilmiyordum insanlarda böyle büyük bir etki bırakmışım demekki o çizgi romanın adı nedir incelemek isterim doğrusu

      Sil
    8. Çizgi roman tamamen senin ustüne deil ama ismin geçiyor ve bir kaç diyaloğun var end game ve infinty war dan once tanos hani filmlerde birkaç kez gözüktü ya o tarz bir şey bide bulursam mail atarım

      Sil
    9. belki buda öyle olur son çizgi romanda benim hakkımda bir hikaye geçer ve bu serinin en iyisi olur tıpkı marvel gibi

      Sil
    10. Sen end gameyi izledin değilmi

      Sil
    11. Şahsen evet dünya gezegenini oldukça yakından takip ediyorumda

      Sil
    12. Çok garip birisi kendini zalgo sanıyor diğerleri de ateş maymunu vs ������������������

      Sil
    13. nedensizce komik geldi xD

      Sil
    14. Burası Böyle bir ortam :)
      istersen sende kendi kişiliğini keşfede bilirsin istemezsende çok yakında olacaklara sıradan bir insan olarak şahit olursun veya daha göremeden bir aykırının kurban listesine eklenirsin sen bilirsin senin tercihin :( :( :(

      Sil
    15. şahsen ben senin için ilkini tercih etmeni öneririm :)

      Sil
  8. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  9. 2017den beri uğramıyorum o zamanlar rei falan vardı kim bilir nerelerde şimdi

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok şey geçti ozamanlardan beri zalgoyla ben varız. Rei duruyor ama sadece yazar falan alıyor belki ilerde geri doner umuduyla bekliyoruz

      Sil
  10. o kısım biraz şüpheli ama yinede ateş maymunu haklı umut bir varlığın en güçlü dayanağı ve silahıdır

    YanıtlaSil
  11. yokmu bi gezegene saldırı falan aşşırı sıkıcı

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Biz eğlence olsun diye saldırmıyoruz nemesis adalet yerini bulsun diye savaşıyoruz masumları öldürmeyiz öldürende yine bizim için suçludur bu bir aykırı bile olsa

      Sil
  12. Kahretsin istemeden suç işledim efendim Am dhaegar bana sen artık aykırılardan oldun dedi.bunu demesiyle bitmedi çok ağır ceza verdi.
    hazır olun söylüyorum beni nebula gezegeninden dünyaya ışınladı ve bana verdiği güçlerin hepsini geri aldı artık beni insan yaptı şuan dünyada ıssız bir ormanda hayatta kalmaya çalışıyorum artık benimde insan gibi ihtiyaçlarım var.Sayın komtan zalgo ne yapmalıyım cezam bitene kadar?
    dünyada sıradan insan gibi yaşamalımıyım zaten başka seçeneğim kalmadı.
    ceza sürem 15 dünya günü.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben seni çok yakından takip ederim sana bir onerim eğer türkiye denen yere gittiyse orda seyyar simitçi faln olur onlarda iş karşılığı yiyecek algörün hoş görülü ve iyi niyetli insanlardır ayrıca heryerde çeşme var su ihtiyacını giderirsin yani

      Sil
  13. ben dünyada çok vakit geçiririm istersen beraber cezan bitene kadar takılabiliriz

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ben şu an türkiyedeyim gerçekten çok misafirperver bi toplum

      Sil
    2. Merak etme insanlar cana yakın yardım sever bir toplumdur iyi olucağına eminim ben efendinle konuşurum şu sende aykırılardansın cezalısın muhabbeti hiç hoşuma gitmedi çünkü

      Sil
    3. Benimde hoşuma gitmedi
      dünyadaki yaşam kirli olsada kötü bir yer değilmiş.
      Sanki alışıyorum

      Sil
    4. Hiç bir yer kötü değildir sadece ya öyle olduğuna inandırılır yada yetersiz kaynakları olduğu için öyle sanılır eyer istersen gezegenine dönebilirsin karşı çıkan olursa benim emrim olduğunu söyle sorumluluğu üstleniyorum sonuçta çoklu evreni varlıklar aptalca nedenlerden ötürü gezegeninden olsun diye fethetmedim işlediğin suçun cezasına gelince dünya zamanıyla 6 ay kamu hizmeti ve yıllık ortalama tüketiminde yüzde 20 oranında azalıcak

      Sil
    5. Aynı hata tekrarlanırsa bu miktar ömür boyu yüzde 50 olur

      Sil
    6. Dünyadan biriyle geri dönersem ne oluyor?
      Sanırım insanların aşk dediği şeyden oldum.

      Sil
    7. Bu konular benim bileceğim işler değil bu senin kararın hem oda istemedikçe bu pek mümkün değil sonuçta yabancı bir gezegene gidiyor kaynaklarınızın karbon bazlı yaşam formları için uygun olup olmadığıda çok önemli aksi taktirde ölebilir

      Sil
    8. bence sorun yok ama sonra antenleri çıkarsa beni suçlama :)

      Sil
  14. 3 senedir takip ediyorum hepinize teşekkür ediyorum bütün emeği geçenlere

    YanıtlaSil
  15. Selamlar yıllardır bu blogdayım tüm pastaları 2017 senesinde pasta gelmemeye başlayana kadar baştan itibaren bitirdim ve 2017 de umutsuzca 5 6 ay durmadan pasta bekledim gelmeyince burayı unutmuştum bi anda not defterimde bir creepypasta ismi görünce aklıma bu blog geldi iyiki de gelmiş çok mutlu oldum okuyacak bir sürü pasta çıktı karşıma 2018 senesinde atılanlar ile başlayarak hepsini okuyacağım şimdi elinize sağlık :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. çok sevindim, iyi okumalar :3 bu arada adın ne anlama geliyor acaba?

      Sil
  16. Areforya hükümetinden selamlar. Neptürnkip gezegeninden alaaholamis ben. Benim yaratıcımın izin vermediği konuları konuşup boş yere zamanınızı harcamışsınız. Evren’i kainatı yaratan yaratıcıma sığınıp af dilerseniz buradaki konuşmalardan kesinlikle muaf olacaksınız.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. yaratıcın kim senin

      Sil
    2. Tek yaratıcı ALLAH tır ve başka yaratıcı yoktur eğer adını soylersen onun yerini bulup milyarlarca parçaya bolerim onu oluler diyarından bile kotu olan cehheneme gonderirim ve ordan çıkacağını dusuruyorsa yanılıyor ordan kendini ortak koşduğu allahın izni olmadan çıkamaz bunları sahte yaratıcına ilet kimse yoktan var edemez

      Sil
    3. bu kadar kolay değil isme ihtiyacımız yok lord darkness çoklu evrenin fatihi birini bulmak için isme ihtiyaç duymaz ve şu sözde yaratıcının o kadar kolay kurtulmasına izin vermez önce ruh emici tılsımında çooook uzun bir süre kalması gerek inan bana bu onun için çok acılı izleyenler yanı bizim içinse çok eylenceli bir süreç olur sonuçta tılsımı en ağır cezalar için kullanmamızın bir sebebi var çünkü tılsım gücünü evrenin her yerindeki ruhlardan alıyor kim olursa olsun acılı bir süreç

      Sil
    4. bu yüzden efendine söyle (ona öyle diyorum çünkü malum tabiri hak ettiğini bile düşünmüyorum) köpek gibi yalvarsada artık çok geç onun için geliyoruz

      Sil
  17. Bahsettiğim kızla sevgili olduk beni gerçek insan sanıyor.
    Ona söylersem saçma olduğunu düşünür.
    Bana insanları anlatan bir kitap ya da bir şey okumamı önerin?

    YanıtlaSil
  18. Yanıtlar
    1. zalgo dünyaya inmediyse evet (;

      Sil
    2. ne demek zalgo dünyaya inmediyse ben zaten dünyadayım

      Sil
    3. Sadece zalgo değil hepimiz dünyadayız creepypasta karakterkerinin tümü ama gizleniyoruz çünkü buna hazır değilsiniz hazır olduğunuzda size gözükmeye başliyacağız

      Sil
  19. Birisi yardım etsin lütfen artık bunları nasıl saklayacağımı bilmiyorum...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesikleri... Eğer onları birisi görürse sonum hiç de iyi olmaz.

      Sil
    2. Belkide beni öldürürler tüm bu acılara son vermek için. Bu sayede herkesin acısı sönebilir. Ya onlar beni öldürecek ya da ben kendimi öldürücem. Eğlenceli olacak...

      Sil
    3. Biz varken kimse sana dokunamaz dostum peşindekileri tarif et etkisiz hale getireyim

      Sil
    4. Onları sadece ben görebiliyorum. Diğerlerine bilerek gözükmüyorlar. Acımasızlar beni böyle kendine zarar verirken görürlerse bana daha kötülerini yaparlar. Yazıyı zar zor yazıyorum. Telefonuma bile erişebiliyorlar.

      Sil
    5. Bunları sadece size anlatabilirim çünkü kime anlatırsam anlatayım bana inanmazlar zaten hayatımda sadece annem babam ve onlar var.

      Sil
    6. Eğer bir çözüm öneriniz varsa söyleyin. Aklımı kaybetmek istemiyorum... Lütfen yardım edin.

      Sil
  20. Onlar dediğin kişiler kim izleyicilermi

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Onlar hakkında bildiğim bir şey varsa o da sadece siyahlar uzun boylular ve kesinlikle benden nefret ediyorlar. Onlardan birsürü var. Beni intihara meğilliyorlar. Ailem artık bana korkuyla bakıyor. Bana inanmıyorlar...

      Sil
    2. Shadow humans olabilir yada göle sentinaller olabilir lord darkness in özel birliklerindendir sadece darkness ten emir alırlar genelde görevleri içinde çok azcık umut olanların bile umudunu son damlasına kadar tüketip yerine derin bir korku bırakmaktır korku darkness için en iyi araçtır karşı gelme hissini bastırıp korkunun kaynağına tam iteat etme hissi verir buda çoklu evreni en az sorun ve ayaklanma ile yönetmesini sağlar

      Sil
  21. O yüzden kusura bakma ama seni seçtilerse bütün hayatını saf korku hissi ile geçireceğin dönem gelene kadar peşinde olucaklar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne yani bana kimse yardım edemez mi?

      Sil
    2. Sen bile yardım edemez misin?
      Yeni olan şeylerden bahsetmek istiyorum belkide bahsettiğin şeyler değillerdir. Son 5-6 günden beri onlar ortalıkta yoklar ama öyle şeyler oldu ki keşke ortalıkta olsalardı diyiyorum.

      Sil
  22. Ailem beni bir psikiyatriste götürdüler olanları ona da anlattım ama o bunların sadece hayal gücüm olduğunu ve yakında geçeceğini söyledi. Oradan ayrıldığımızda annemde bir gariplik sezdim o sırada onlar da yoktu.

    YanıtlaSil
  23. Annem bana hiç bu kadar... Kötü bu kelime onun bakışlarının yanında hafif kalır ama en uygunu bu sanırım... Ve benimle hiç konuşmadı ona ne sorarsam sorayım bana cevap vermeden bana öylece baktı yola bile bakmadı sadece bana bakıyordu... Bu durum beni tedirgin etmişti açıkçası. Eve vardığımızda durum daha da kötüydü evdeki kimse konuşmuyordu hepsi tıpkı annem gibi bana bakıyordu. Aynı bakışlar vardı, hepsinde....

    YanıtlaSil
  24. 2 yaşında ve 10 yaşında kardeşlere sahibim ve ikisini de bu kadar... Ruhsuz ama öfkeli görmemiştim... Bir gece saat 02.30 gibi uyandım ve evdeki herkes bana bakıyordu o an... Çok korkunçtu. Üzerimden korkuyu atlatmam 1 saatimi aldı o bir saat içinde bana gözlerini kırpmadan baktılar. Şuanda bu yazıyı dışarıdan yazıyorum hala insanların garip bakışlarını hissedebiliyorum. Keşke sorunlarım kesiklerle kalsaydı...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. bu gerçekten pasta’ya çok benziyor... ciddiysen yardım etmek isterim?

      Sil
    2. Tabiki ciddiyim nasıl yardım edebilirsin bana?

      Sil
  25. Tam olarak emin değilim ama sana 2 haberim var hangisi iyi hangisi kötü sen karar ver 1. Haber bu gölge sentinaller ile ilgili bir durum değil 2. Haber sanırım bu dalgalanmalar ile ilgili evrende var olan paranormal ve aykırı varlıkların yaydığı enerji tüm evrende düzenli olarak yaşanan dalgalanmalara sebep olur bu dalgalanmalar gücümüzü kontrol altında tutmamızı sağlar ruhani varlıkları sakinleştirir vb. Biz buna tuhaflık dalgası deriz sebebi ise ruhu yeterince dayanıklı olmayan canlılar için bazı yan etkileri vardır senin ailenin yaşadığına benzer şeyler etkisi bazen bir kaç saat birkaç gün hafta yada yıl sürebilir en kötü senaryoda kalıcıdır eyer kalıcı ise bununla yaşamayı öğrenmek zorundasın eyer geçici ise süreyi kısaltmak için ruhlarını daha dayanıklı hale getirmelisin ruha güç ver şey ise duygulardır korku mutluluk üzüntü şaşkınlık gibi bunların en güçlüleri ise korku ve mutluluktur ikisinden birini seç olabildiği kadar fazla hissettir bu durumu düzelticektir sana musallat olan varlıklar geri dönerse onlarla ilgilide daha detaylı bir bilgi ver ne olduklarını anlarsam bir çözüm önerebilirim umarım yardımcı olmuşumdur

    YanıtlaSil
  26. Tabiki yardımcı oldun Zalgo. Sen olmasan napardım? Dediğini yapacağım ailemi kurtarıcam. Ve emin ol iyiliğinin karşılığını vericem. Ne olursa olsun sana her konuda yardım edeceğim söz. Ve o varlıklar ortada yoklar ama bu yazı sayesinde kendimi daha iyi hissediyorum. Artık korkmuyorum, teşekkür ederim...

    YanıtlaSil
  27. Bir soru kaldı aklımda ailemi eğer kurtarırsam onlar beni rahat bırakacaklar mı?

    YanıtlaSil
  28. Ailenden bahsediyorsan evet rahat bırakırlar ama eyer musallat olan varlıkları diyorsan o konu bir az sakincalı aykırı bir varlıksa (gölge sentinaller hariç çünkü sadece lord darkness ten emir alırlar) halledebilirim ama ruhani bir varlık ise bit hocaya danismanda fayda var çünkü ruhani varlıklar üzerinde otoritemiz yok aralarında melekler olduğu ve onlarda nurlu canlılar olduğu için bulaşmama kararı aldık

    YanıtlaSil
  29. Anladım... Bu arada en küçük kardeşimi neşelendirmeyi başardım o artık normal gülüyor ve oynuyor artık daha iyi hissediyorum.

    YanıtlaSil
  30. Yanıtlar
    1. Lord darkness aykırı varlıkların efendisidir ve aramızdaki en güçlü varlıktır çoklu evreni fethetme görevimizde bize önderlik etti

      Sil
  31. Aynı zamanda sana yardım etmemim sebebi ve yardım edebilmemi sağlayan kişi onun koyduğu kurallar ve yasalar gereği fethedilmiş topraklarda bulunan tüm canlılara yardım etmemiz gerekir aynı zamanda onun başlattığı savaşlar sayesinde aykırı ruhani ve paranormal canlılar ile ilgili bu kadar çok şey öğrendik

    YanıtlaSil
  32. Pekala... Açıkçası konu ilgimi çekti belki kafamı dağıtmama yardımcı olur çünkü en küçük kardeşim haricinde (o şuan yanımda oyun oynuyor) evdeki herkes kapımın önünde ve kapıyı açmaya çalışıyorlar neyseki kapımı kilitledim ama içeri girerlerse ne yaparım bilmiyorum.

    YanıtlaSil
  33. Aykırılarda nasıl kişiler var?

    YanıtlaSil
  34. Yüksek büyü ve pisişik güce sahip canlılar aykırı katagorisine girer daha basit bir şekilde söylersek bir marketteki ürünleri düşün bazıları yemek sınıfına girer bazıları içecek sınıfına girer anladınmı

    YanıtlaSil
  35. Evet anladım. Dün akşam başıma gelenlerden sonra herkes düzeldi ve o siyah adamlar geri döndü bu sefer yüzlerinde korkunç bir sırıtmayla döndüler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Fiziksel özelliklerinden biraz daha bahsedermisin

      Sil
  36. Açıkçası normal bir insan gibi kolları bacakları ve boyları yok. Boynu ise çok uzun boynuyla vücudu olmadan odalarda gezebiliyor ki bu daha korkutucu. Önceden gözleri ve ağzı yoktu... Ama şimdi var. Önceden bu kadar net gözükmüyorlardı ama şimdi daha netler. Bir elinde on parmak var ve o parmakları en az 10 cm. Gözleri kıpkırmızı, ağzı da öyle...

    YanıtlaSil
  37. Rüya şeytan ı olabilir korku ile beslenirler ailen in şu anki durumu onları çekmiş olmalı gitmeleri için onlardan korkmayı bırakmak ve aileni en kısa sürede normale cevirmelisin onlardan da besleniyor olabilirler ve kuçuk bir not beslendikce guclenirler

    YanıtlaSil
  38. Ailem 2 gün evvel kurtuldu zaten. Korkmamayı deneyeceğim... Ama inan bana onlardan korkmamak çok zor...

    YanıtlaSil
  39. Beslendikçe güçlendiklerini söyledin, aslında haklısın. Eskisine nazaran daha korkunç ve daha belirginler...

    YanıtlaSil
  40. Bunun zor olduğunu biliyorum şahsen bende bir aykırı olduğum için bunu hiç deneyimlemedim ama yaşananları öğrenmek için birini feda etmiştim iyi bir şey olmadığını biliyorum ama çoğunluğun iyiliği için azınlığı feda etmek mantıklı bir davranış neyse sana bir tavsiye onlara bakmazsan daha kolay olur ve birde uyarı adlarını böyle koymamızın sebebi bir yerden sonra rüyana da girmeye başlıyorlar işte bu dönüşü olmayan noktadır onları rüyanda gördüğün an yaklaşık 2 hafta ömrün kalmış demektir tam tamına 13 gün her gece daha korkunç bir rüya görürsün 13. Gün beynin ve ruhun çektiği işkenceye ve yaşadığı korkuya dayanamayıp iflas eder sonuç acılı bir ölüm kurtulan bu güne kadar hiç olmadı yani sana bol şans

    YanıtlaSil
  41. Heyy yoksa başaramadınmı yazık oldu seni sevmiştim huzur içinde yat

    YanıtlaSil
  42. Teşekkürler ama huzur içinde yatmak için biraz fazla gencim :)

    YanıtlaSil
  43. Şuan eskisinden bile iyiyim. O siyah adamlar yok evdekiler normal ve ben normalim.

    YanıtlaSil
  44. Aslında bayağıdır iyiyim ama kafamı toparlamak için zamana ihtiyacım vardı. Uzun zaman ne yemek yiyebildim ne dışarıya çıkabildim ne de birileriyle konuşabildim. Gerçekten zor zamanlardı...

    YanıtlaSil
  45. Senin adına sevindim eyer bir eksiğim olduysa affet şu sıralar biraz meşgulüz tüm evreni kapsayan bir savaşın eşiğindeyiz

    YanıtlaSil
  46. Teşekkürler, hayır eksik yoktu senin sayende kurtulduk zaten. Savaş mı? Eğer sana yardımımın dokunabileceği bir konu varsa söyleyebilirsin. Sonuçta herşey karşılıklıdır.

    YanıtlaSil
  47. Bizim için değil yardım etmek istiyorsan agresif davranışlar gösterme sebebi biraz karmaşık özetle bir kehanet ortaya çıktı ve buna göre lord darkness son savaşı başlatıp var olan her şeyi yok edicek bu olursa tüm çoklu evren birleşse bile onun karşısında duramaz zaten bu yüzden çoklu evreni fetih süresi rekor bir zamanla 1 dünya yıla şimdilik kurduğu düzeni yok etmeye karar verdiren şeyin evrene karşı besleyebilecegi büyük bir öfke olacağını tahmin ediyoruz bunun olması içinde kurmak için çok çabaladığı aykırı düzeninin yok olması gerekir bizde tüm halkı seferberlige cagardik eyer bu işe yaramazsa var olan tüm zaman çizgilerini sifirlamamiz gerekebilir ki bu son çare çünkü bu zamanı düzenin ilk kurulduğu ana götürür bizi yani büyük patlamaya

    YanıtlaSil
  48. Bize yardım etmek istiyorsan mümkün olduğunca kurallarimiza uy ve düzeni koru

    YanıtlaSil
  49. Geri döndüm tüm aykirilar ve canlılar bir sikintiniz varmı

    YanıtlaSil

Yorum yaparken kaba veya küfürlü bir dil kullanmaktan çekinirseniz sevinirim ^^