Korkuyu kesinlikle çok severim. Küçüklükten itibaren; tek isteği korku filmi izlemek olan, tuhaf bir çocuk oldum.
Bana göre adrenalinin kanımda dolaşması heyecan vericiydi.
Ve bu filmleri kaçar kez izlersem izleyeyim; yine de, ne zaman bir canavar belirse veya beklenmedik bir şey olsa yerimden zıplardım.
Ergenlik yıllarımda ise biraz daha takıntılıydım. Cadılar Bayramı'nda ikonik film canavarları gibi giyinir, aşırıya kaçan lanetli evlerde gezerdim.
Gerçekten çok tuhaf davranışlara meyilli olduğumu farkeden arkadaşlarımsa benden uzaklaşırdı. Fazla kan ve vahşet beni etkilemezdi. Nasılsa kurguydu.
Büyüdükçe, çocukluğumun bu olayını daha çok özledim. Benimle aynı zevklere sahip insanlarla iletişim kurabildiğimi hissetmiyordum.
Ve dürüst olmak gerekirse uzun bir süre böyle devam etti.
Sonrasında, bir gün Reddit'te dolaşırken -her gün yatağa gitmeden önce yaptığım gibi- Slasher denilen bir sosyal ağ sitesi reklamına denk geldim.
Korkutucu tahtalarla karıştırılmış ismin koyu kan kırmızısı rengi; ve tipik korku hissiyatı veren diğer unsurlar bana bunun neyle ilgili olduğunu kesin bir şekilde belirtiyordu.
Topluluğun bir üyesi gibi hissetmek isteyen, korku hayranları için bir yer.
Anında katıldım. Profilimi oluşturdum, etraftaki insanları bulmaya çalışmak; aynı zamanda bu uygulamanın özelliklerinden biriydi. Şaşırtmayıcı bir şekilde, etrafta pek kimse yoktu.
Daha sonrasında önerilenlerimi kontrol ettim. Uygulamanın insanları nasıl seçtiğinden pek emin değildim, büyük ihtimalle karmaşık bir algoritması vardı.
Ama bir çoğu yaptığım şeylerden hoşlanıyor gibi görünüyordu. Korku filmleri, Dean Koontz romanları ve elbette ''The Walking Dead''.
Birkaç kişiye arkadaşlık isteği gönderip uyumaya karar verdim.
Bir sonraki gün, diğer korku hayranları tarafından arkadaşlık isteğimin kabul edilmesi beni şaşırtmıştı. Üstelik birkaç mesaj da gelmişti.
''Hey, benim gibi başka korku bağımlılarıyla tanışmak güzel! Görüşmek üzere''
''En sevdiğin korku filmi nedir? Bana bir link atıver!''
Sonrasında kaçınılmaz olarak; bazılarının sadece reklam, veya yaklaşan küçük, bağımsız bir film için zavallı bir etkinlik pazarlaması olduğunu farketmeye başladım.
Beni yanlış anlamayın, Yaratıcı satış fikirlerini sonuna kadar destekliyorum. İstekleri aldığımda takip edebildiğim kadarını takip ettim. Fakat, nakit sıkıntısı da çekiyordum.
Yeni kitaplar, filmler, ve diğer hatıralık korku eşyaları bütçeme pek de uygun değildi.
Bu yüzden genel olarak, kullanıcıya kibarca mesaj gönderir ve ne üzerinde çalıştıklarını görmeyi ne kadar istediğimi, ve gelecekte satın almak için kaydedebileceğimi söylerdim.
Kibar bir hareketti ve hatta fazladan bir adım atıp, eğer yapabiliyorsam farklı bir medyada yaptıkları şeyi desteklemeyi önerirdim.
Bir çoğu bu fikire oldukça sıcak baktı. Bu günlerde sınırlı bir bütçeye sahip olmanın nasıl olduğunu hepimizin anladığını farkettim, bu da uygulamanın başka bir güzel tarafıydı.
Yeni insanlarla tanışmak, korku eşyaları almak için uzun, ve asla bitmek bilmeyen istek listeme yeni ürünler eklemek... Bunda kötü bir şey görmüyordum.
Sonrasında; Emerald olarak tanıtacağım kişiden bir arkadaşlık isteği aldım. Bir çok farklı sebepten dolayı gerçek kullanıcı isimlerini vermek istemiyorum fakat
inanın eğer verseydim güvenliğinizi tehlikeye atıyor olurdum.
Emerald'ın bir profil fotoğrafı yoktu. Bana bir mesaj gönderdi ve yazdıkları, kısa zamanda yayınlamayı düşündükleri kısa bir hikayeyi okumakla ilgilenip ilgilenmediğimi sordu.
Anında cevap vermedim fakat hikayelerini istek listeme kaydettim, kulağa sanki sokağımın biraz ötesindelermiş gibi geldiğini düşünerek
Sonrasında web sitelerini ziyaret edip etmediğimi sordukları bir mesaj daha aldım.
''Üzgünüm dostum, henüz bakamadım'' diye cevapladım.
Sonrasında olan şey ise; kendilerinden biraz korkmama sebep olan; öfkeyle dolu, aşırı tepkili mesajlar almak oldu. İşte birkaç tanesi:
''Korkuyu desteklemekle çok mu meşgulsün? Neden bu uygulamayı kullanıyorsun ki bile??''
''Neyin var lan senin?! Al gitsin işte. Kanla yazıldı bu!''
''Aynı diğerleri gibisin. Kendini beğenmiş bir şekilde sana herhangibir şey için güvendiğimizi sanıyorsun. Bunu hiçbir yardıma ihtiyacım olmadan yazdım.''
''Bak aşırı tepki verdiğim için üzgünüm. Ama sadece beni dinleyecek ve hikayeyi okuyacak birine ihtiyacım var. Tek sahip olduğum şey bu...''
''Şu lanet mesajlarını cevapla artık!!!''
Tahmin edebileceğiniz gibi, böyle bir davranış biçimiyle başa çıkmaktansa onları engellemeye karar verdim.
Bunun son olduğunu sanıyordum; oysa ki ertesi gün, komik bir karşılaşma daha yaşadık.
Fakat sonraki gün yeni bir hesaptan başka bir istek aldım. Aynı kişi, farklı bir isimle. Mesajlar bu sefer çok daha nefret doluydu.
''Yani sen de mi beni herkes gibi kendinden uzaklaştıracaksın? Seni zavallı şunun bunun evladı, umarım cehennemde çürürsün.''
''Kiminle uğraştığın hakkında hiçbir fikrin yok dostum. Beni görmezden geldiğin için hayatığını sefalete çevireceğim''
''Sadece anlamıyorsun. Bunun korku mu olduğunu sanıyorsun? Sana gerçek korkunun ne olduğunu göstereceğim. Çok yakında kendi hikayene bakıyor olacaksın. Kurgu gerçeğe dönüşecek.''
''Nereye gidersen git, ne yaparsan yap. Seni bulacağım.''
Sonra bir fotoğraf gönderdiler.
Evimin fotoğrafıydı.
Bu sefer onları şikayet edip engelledim. Huzursuz ve paranoyak hissettim, kafam karışmıştı. Nerde yaşadığımı nerden bilebilirlerdi ki bile? Nasıl bulabilirlerdi beni?
Uygulamaya; bana yardım etmesi için ve bu kullanıcının beni asla bulamaması için bir talep gönderdim. Belki hesabımı gizliye almak, onlardan mesaj almamı arkadaşım olmadıkları sürece engelleyebilirdi?
Ama sonrasındaysa aldığım her mesaj, her arkadaşlık isteği benim için sınırdı. Takipçi bu muydu? Sinir bozucu bir durumdu.
En sonunda sadece uygulamayı silmem gerekti. Bu; eminim ki, durumun sonuydu. Artık bana zarar veremezlerdi.
Ama sonraki gün bir paket aldım. Üstünde geri dönüş adresi yazmıyordu ama medyanın kendisiyle ünlü olduğu şu tanıdık, kan kırmızısı rengi vardı.
Beni takip eden bu kişi geliştiriciler için mi çalışıyordu? Ne tür hastalıklı bir oyundu bu?
Oturma odamda açtım; içindeki DVD gibi görünen kapalı bir kutuyu, ve üstünde ''Aptalca bir şey yapmadan önce beni izle'' yazan notu gördüğümde ellerim titriyordu.
Oynatıcıya koydum; ve kameranın, günden güne yaptığım her şeyi çekmiş olduğunu görmek içime oturdu. Kayıttaki nefes sesini, cızırtılı bir sesin takip edişi duyuldu.
''Herhangibir yetkiliyle irtibata geçersen, bu gece ölürsün. Gün batımına kadar, kan ayinini yatıştırmazsan, kurbanım sen olacaksın.''
Bu bir tür şaka olmalıydı değil mi? Gerçek olamazdı.
Sonra bana ne kadar ciddi olduklarını göstermek için, evimin etrafında bir saatten önce çekilmiş bir video gönderdiler. Beni izliyorlardı.
Kendi evimde; bu manyak takipçiden dolayı bir mahkum haline gelmiştim. Issızlığın ortasında hissettim, ne yapacağımdan emin değildim. 911'i aramayı birkaç kez düşündüm.
Sonrasında bir umutsuz, ve belki biraz da karanlık bir düşünce aklıma geldi.
Odama gidip telefonumu kaptım, Slasher'ı yeniden indiriyordum.
Sonrasında, konumları sitede kayıtlı olan bazı ölümcül derecede korku hayranlarına bir mesaj gönderdim.
Sonrasında takipçinin ta kendisine mesaj attım.
''Beni mi istiyorsun? Öyleyse gel de al, s*rtük.''
Mutfak çekmecelerimin birinden bir bıçak kaptım ve kapının ötesini herhangibir zorla giriş belirtisi olup olmadığını görmek için izledim. Kalbim gümbür gümbür atıyordu.
Eğer zamanlamayı yeterince iyi ayarlayabilmişsem, işe yarardı. Bütün ışıkları kapattım ve tamamen hareketsiz kaldım.
Sonraysa, çimlerin üzerinde bir gölge gördüm. Garip, siyah bir kostüm giyen bir adamınkine benziyordu. Bu, saldırgan olmalıydı.
Sonrasında ön bahçemdeki bütün ışıkları açtım, tiz bir çığlık attım.
Tıpkı bir saat gibi, mesaj attığım bütün hayranların zıplayıp korku içinde koştuğunu duydum.
Takipçiyi ezmişlerdi.
Hemen sonrasında polisi aradım ve birkaç detayı açıkladım. Hayranlara Slasher'dan ne gönderdiğime emin olmuştum.
Bildikleri tek şey, o yalnızca yanlış zamanda, yanlış yerde bulunan bir hırsızdı.
Gerçek şuydu ki; adresimi siteye koymuş ve o gece yapılacak olan bir hayalet araştırması için paranormal araştırmacıları davet etmiştim.
Dürüst olması gerekirse, durumun ilerleyişini engelleyebilmek için aklımda bir anda beliren bir dürtüydü bu. İşe yarayacağından bile emin değildim.
Ama işe yaradığı için memnunum. Biliyorum yaptığım şey çılgıncaydı, ve büyük ihtimalle de bir çok yönden yanlıştı ama başka şansım yoktu ki!
Şimdi, çektiğim çileden birkaç gün sonra, uygulamayı nihayet geri yükleyebilir ve geriye bakmak zorunda olmadan hayatıma kaldığı yerden devam edebilirdim.
Ama şaşırtıcı bir sonunun olacağını tahmin etmem gerekirdi. Ne de olsa, korku bu.
Başka bir istek daha aldım. Emerald'dan. Bu sefer; ne yapacağım veya bunu nasıl durduracağım hakkında hiçbir fikrim yok.
''Ölüm kadar sıradan bir şeyin beni durdurabileceğini mi düşündün? Yeniden düşün.''
Uygulamayı siliyorum ve dualara sığınıyorum. Umuyorum ki yeterlidir.
Ç.N.: Uzun ve uğraştırıcıydı, eğer çeviride tamamlanmamış bir kısım görürseniz veya anlamsız bir cümleyle karşılaşırsanız, şimdiden özür dilerim.
Harika
YanıtlaSilGüzel, yazar birazcık daha korkunç yapabilirdi. Ama çeviri güzel ve gayet anlaşılır.
YanıtlaSilBişey soracağım kendi oluşturduğunuz cp leri de yayınlamak yasak mı? ve ayrıca nasıl bu sitede herhangi biri nasıl size katılıp yazar olabilir? Sorumu bilgisi olan herhangi biri cevaplarsa çok sevinirim. ^^
YanıtlaSilBu siteye kendim de hikaye yaza bilir miyim ve siteyi nasil takip edeceğim usussjejswksjwns
YanıtlaSil