Dışarıda ses olmasını seviyorum. O saçma sapan kavgaları duymak elbette kötü, ya da gece gece köpeğin havlaması, belki de çöplükten gelen o tıkırtılar. Rahatsız ediciler; ama dışarıda benim haricimde biri olması sevindiriyor. Sırf bu yüzden bu sesleri seviyorum... Ve şuanda bu gürültü partinin müzik sesine dayanabilmemin sebebi bu.
Yaşlı komşu Bayan Bettie -neredeyse 100 yaşına girecekti- parti yapanların evine gidip onları uyarmıştı. Camdan görmüştüm. Ama gecenin on ikisi olmasına rağmen ses hala vardı, demek ki uyarısını işe yaramamıştı.
Kitap okudum, kahve içtim ve ailemi aradım. Annem sağ olsun sattığı arabadan nasıl kar alamadığını anlatıyordu ve son iki haftadır tek konuştuğu şey buydu. Artık telefonu yüzüne kapayıp "YETER ANNE!" Diye bağırmıştım. Umarım aramız düzelir.
Saat bir buçuk oldu ve ses hala var. Canım sıkılıyor. Acaba ben de mi gitsem? Hazırlanmaya başladım. Dışarıdan gelen ses rock/metal tarzda bir müzikti.Kırmızı koyu ruj sürdüm, eyeliner, rimel ve siyah far. Siyah simli ojeler, mini bir elbise, uzun topuklu ayakkabılar, el çantam, ve bir 'fıs' da parfüm. Harikayım.
Sokaktaki lamba cızırdayıp duruyor. Sinirimi bozdu. Işıklar yok ama sese doğru gidiyorum. Bir de topuklu ayakkabımın tıkırıtısı var. Sonunda.. sokağı döneceğim ve varmış olacağım.
Ses yok. Tüylerim diken diken. Yerde ölü, yarısı olmayan nasıl anlatabileceğimi bilmiyorum cesetler var. Bettie teyze de orada. Doğru. Evden çıkmıştı ama geri geldiğini görmedim. O şey orda. Bana bakıyor. Yerde yüzlerce insan var. Etraf kan gölü. Yaratık ağzındaki insanı bıraktı ve bana doğru yürüyor. Aslında koşuyor. Ses yok. Ses hiçbir zaman olmamıştı. Bunu yeni anlıyorum. Bu sadece davetti. İnsanlar kendilerini ölüme sürüklediler. Davetin çağrısına cevap verdiler. Hatırlıyorum.. ben metal müzikten nefret ederdim. Burada işim ne? Her şey bir oyun. Ve yaratık üzer-
Ç.N: Çok çok çok sevdiğim bir cp olur kendisi~